0
artık aynı evde kalıyorduk. çünkü ben ciddi düşünmeye başlamıştım. o ise bana sırılsıklam aşık olmuş ki , daha 8-9 aydır tanıdığı bir insana güvenebiliyordu. güvenmekte haklıydı da bence.
ciddi düşündüğümü , memlekete gitmeden önce söylemem gerekliydi ve söyledim de. dişten tırnaktan artırıp aldığım yüzüğü kendisine verince , o da büyük bir aşkla kabul etmişti.
artık sözlüydük. ama daha yaz sonu 2. sınıfa yeni geçecekti . yani evlilik erkendi. bu yüzden , birbirimizi kaybetmeme korkusuyla belki de , bir çırpıda kendi aramızda sözlenmiştik.
ama artık evlerimize dönme vaktiydi. daha doğrusu o gidince ben de kalan işimi hâlledecektim. bu yüzden ona, biletimin , kendisinden birkaç saat sonra olduğunu söyledim.
otobüs terminaline kadar eşlik ettikten sonra vedalaştık. o , memleketine gidecekti, ben de dönüp kalan işimi bitirmeye gidecektim.
benim kızı memleketine yolladıktan sonra, kalan işime devam ettim. önce birkaç hafta bu iti izledim. tek başına yaşıyordu. muhtemelen buralıydı ki yaz tatilinde burda kalmıştı. ya da ailesini görmek istemiyordu.
ben gene bütünleme ayağına ailemi kandırmıştım. ve rahat rahat işime odaklanabilecektim.
planımı kurmuştum.
ama bu sefer tamamen acımasızca davranacaktım.
önce evinin önünde saklanıp bekledim.. adam da evden çıkınca arabasına doğru yöneldi. ben de hemen çıkıp yanına yaklaştım. beni görünce paniklemedi. çünkü kendisine seslenmiştim beni görmesi için. adres soruyormuş gibi davrandım. bu mal da tarif ediyordu daha. eterli bezi çıkarıp ağzına burnuna komple bastım. önce direndi ama birkaç saniye sonra oracığa yığıldı.
---
iyi bir katil, kinini bastırmayı bilen biridir. bir söz vardır, intikam soğuk yenen bir yemektir. bir sene sonra veya seneler sonra bile intikam alabilecek kadar sabırlı olmalısınız. bu bir altın kuraldır. yoksa yakın zamanda alınan bir intikamdan ilk sizi sorumlu tutacaklardır.
ama ben bu kuralı sabrıma ve duygularıma yenik düşerek çiğniyordum.
---
öyle bir öldürme planım vardı ki, bu altın kuralı çiğnememe rağmen beni kurtaracak olan tek şeydi...
baygın hâle getirdikten sonra , eldivenimi takıp, bunun cebinden anahtarı aldım. ve arabayı açıp onu içeri attım. sonra da bizim eve doğru yol aldım...
planım şuydu: madem tuğçeyi araba kazasında öldürdü, ben de onu araba kazası yapmış süsü vererek öldürecektim . bi nevi kısasa kısas.
önce eve getirip darp izi yapmalıydım. onu evde öldürmeliydim. çünkü arabasını şarampole yuvarlayınca, sağ kalma ihtimali vardı.
eve getirdim ve yatağa yatırdım. ellerini ve ayaklarını yatağa sabitledim. ağzını kapadım. çünkü biraz sonra kendine gelecekti ve , onu canlı canlı dövmek istiyordum, hırsımı alacaktım.
---
sonunda uyandı ve benim olaya el atma zamanım gelmişti. elime sopayı aldığım gibi buna daldım. ama belli bölgelere. çünkü araba kazasının bile zedeleyemeyeceği yerler olacaktı. polisi şüphelendirmemeliydim. sadece kafa, kaburga ve kaval kemiğine daldım.
ben vurdukça o inliyordu. bir süre sonra zaten acıdan bayılmıştı. ve ben hâla kafaya çalışıyordum. tam o esnada kapının tıkırtısıyla irkildim...
Tümünü Göster