1. 126.
    0
    o zamana kadar , internette ne yazarsam bulduğumu zannediyordum. çünkü bana gerekli belgelere , ders notlarına hep ulaşmıştım.
    ama, trafiğin sitesine girdiğimde ve, plakayı yazıp sorguladığımda çok şaşırmış ve fazlaca sinirlenmiştim. çünkü arabanın sahibinin kim olduğunu söylemiyordu. sadece modeli , rengi , çalıntı mı değil mi, hak mahrumiyeti falan yazıyordu.
    adamın kim olduğunu bilmeden, sadece arabanın rengini ve modelini bilerek mi bulacaktım?

    dayıma gitsem , onun sözü herkese geçerdi. bir telefonla kim olduğunu öğrenip , bana söylerdi. ama bir kaç gün sonra adamı ölü bulduklarında , gözler ilk bana çevrilecekti.

    tamamen köşeye sıkışmıştım. o adamı nasıl bulacaktım?

    ---
    düşündüm taşındım ve en mantıklı yolu buldum. o işi polise bırakacaktım. adam yakalandığı zaman zaten tuğçeye , şikayetçi olup olmadıklarını soracaklardır. o esnada ben de yanında olursam, kim olduğunu görürüm ve işini bitiririm
    diye düşündüm . ve o işin peşini bıraktım...
    ---

    birkaç ay sonra , fakülte çoktan bitmişti. ama biz tuğçeyle ankarada kaldık.
    memleketlerimize hemen dönersek eğer, ayrı kalacağımızı biliyorduk. bu yüzden aile ziyaretini biraz erteleyecektik.

    çatlakları da artık iyileşmişti.

    o gün dışarı çıkıp yemeğe gittik . bir restauranta girdik.
    siparişlerimizi verdik ve muhabbete devam ettik. yalnız , camdan dışarı baktığımda çok tanıdık gelen birşey gördüm.
    o arabayı. gri renkti ve üstelik plakanın aklımda kalan kısmıyla doğru olduğuna emindim.

    arabaya binen bir genç vardı.
    böyle şanslar hayatta bir defa gelir diye düşündüm. hemen kalktım.
    aşkım benim acele bir işim var . hemen geliyorum. dedim. zaten yemekler de gelmemişti daha. yani zaten bekleyecekti. neyse. bunun arkasından atladım bir taksiye...

    ---
    normalde filmlerde görmüşsünüzdür , taksiciye karşıdaki arabayı takip et diyen kişileri.
    aynen öyle yaptım ben de . arabanın gittiği yeri takip ettim. gittik bayağı bir yol. sonra bir evin önünde durdu. arabayı kitleyip içeri girdi. herşeyi not almıştım. artık restorana dönebilirdim. taksiyle tekrar tuğçenin yanına geldim.
    bana ne işim olduğunu sordu. ben de laf kalabalığıyla geçiştirdim. aslında bir cevap verseydim daha iyi olacakmış. ne denli bir hata yaptığımın farkında değildim.

    yemeği yedik eve doğru gittik. ama aklımda hep bu adam vardı. hâla şaşkındım. hayal mi değil mi anlamaya çalışıyordum.
    gerçek olduğunu biliyordum ama mümkün olabilir miydi? arayıp ta bulamadığım adam, beni çaresiz bırakan şerefsiz, bu genç miydi? aklımda binbir türlü soru vardı. ama bu soruların cevaplarına nasıl ulaşacağımı çok iyi biliyordum...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster