1. 351.
    0
    Denizkızları Bir Efsane Mi Yoksa Gerçek Mi?

    Deniz kızları, belinden yukarısı dişi bir insan görünümünde olan, ama aynı zamanda bir balık kuyruğuna sahip olan efsaneleşmiş düşsel inanışlardır.
    Bu yarı insan yarı balık vücutlu insansıların efsaneleri M.Ö. 5,000 yılına kadar dayanır.[1] Genel bir kanı ise, bu efsanelerin oluşumunda, deniz ineklerinin büyük etkisi olduğudur. Bu teoriyi destekleyecek bir örnek olarak, Christopher Columbus’un yeni dünyaya olan yolculuğu sırasında deniz kızları gördüğünü, ama çok çirkin olduklarını ve daha cazip olmalarını beklediğini söylemesi verilebilir.
    Deniz inekleri gibi büyük vücutlu deniz memelilerinin kolları, yavrularını bir beşikte gibi taşıyabilmeleri için evrim geçirmiş ve insan kollarına benzemiştir. Denizcilerin bu deniz memelilerini görüp doğa üstü yaratıklar olduklarını düşünmeleri oldukça mümkündür. Geleneksel deniz kızı betimlemelerindeki, akan uzun saçların ise, deniz ineklerinin okyanus yüzeyine yakın yerlerde yüzerlerken kafalarına dolanan yosunların verdiği uzun saçlı görüntüsünden kaynaklandığı düşünülmektedir. Deniz kızı gördüğünü iddia edenlerin verdiği ortak bilgiler de yosun renkleriyle ve deniz ineklerinin özellikleriyle oldukça uygundur. Deniz kızlarını konuşmayan, yeşil, siyah, kahve rengi veya sarı saçlı, balık kuyruklu, genelde okyanuslarda ve bazen de nehirlerde yüzen doğa üstü insansılar olarak tanımlarlar.
    Bu doğaüstü yaraktıkların görüldüğünü iddia eden bir başka kayıt ise ingiliz denizci Henry Hudson’un günlüğüdür. Denizci,15 Haziran 1608 tarihli günlüğünde, kuzey Rusya sahillerindeyken mürettabatından iki denizcinin anlattıklarına dayanarak denizkızını şöyle tarif eder: ‘Göbeğinden üst tarafı, sırtı,kalçaları ve göğüsleri bir kadın gibi, vücudu ise normal insanın vücudu büyüklüğünde, sırtına kadar uzayan siyah saçları var, suya girdiğinde ise uskumrunun sırtını andıran çizgili vücudunun ucunda, yunus balığına benzeyen kuyruğu görülüyor.’
    Denizkızı hikayeleri neredeyse evrenseldir. Bilinen ilk denizkızı hikayesi M.Ö. 1000 yılında Asurlularda görülmüştür. Suriyede’de M.Ç. yaşamış Asur kraliçesi Semiramis’in annesi Atargatis ölümlü bir çobana aşık olan ölümsüz bir tanrıçadır. Fakat aşık olduğu genç çoban ölür ve o da bir balığa dönüşmek için göle atlar ama su,onun mükemmel vücudunu ve doğasını gizlemez, bunun yerine ona bir balık kuyruğu ve suda nefes alabilme yetisi verir.ilk Atargatis betimlemeleri insan kafası ve bacakları olan bir balık şeklindedir.(Babil tanrısı Ea gibi).Orta Doğu toplumlarının çoğunda balıkların kutsal sayılmasının nedeni de bu efsaneye dayandırılır.
    Günümüzde denizkızları, masallarıyla,çizgi filmleriyle, oyuncaklarıya ve hatta sinema filmleriyle toplum içinde canlılıklarını koruyor. Denizkızı masallarının en etkili ünlüsü, Hans Cristian Andersen’in Küçük Denizkızı’dır.Bu masal, Danimarka’nın Kopenhag limanındaki bronz denizkızı heykeliyle ölümsüzleşmiştir.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster