0
noelbaba türktü
Kırgızistan Devlet Arabayev Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Erhan Arıklı yaklaşan Noel Bayramı ile ilgili çok ilginç ve tartışma yaratacak tezler ileri sürdü.
Kırgızistan’da yayın yapan Almas Radyoda bir söyleşi yapan Prof. Dr. Erhan Arıklı, Noel Baba’nın Türk Kültüründen Batı Kültürüne geçip Hıristiyanlaştığını söyledi. Arıklı, bu iddianın sadece kendisine ait olmadığını belirterek, başta ünlü Kazak araştırmacı Murat Aci olmak üzere birçok araştırmacının da bu tezi savunduğunu söyledi.
Arıklı, söyleşisinde şunları kaydetti:
“Ünlü Rus arkeolog ve araştırmacılarından özellikle Okladinikov, S.i Rudenko ve Kazak alim A. Margulan’ın araştırmaları incelediğimizde Türk Kültürünün kökenlerini ve bu Kültürün batıya etkisini görebiliyoruz. Bu araştırmalardan yola çıktığımızda, yalnızca “Noel Baba“ inancının değil, bugün Hıristiyanlara ait kabul edilen pek çok dini ritüel ve inancın Türkler tarafından batıya armağan edildiğini görüyoruz. Mesela bakınız eski çağlardan itibaren çam ağacı Türklerde kutsal ağaç sayılmıştır. Bu durum, Sibirya’da yaşayan diğer halklar için de aynı olmuştur. Bu ağaç evin içine sokulmuş, ağacın etrafında Şamanlar ayin yapmış ve kötü ruhları evlerden kovmuştur. Bu ritüel, Sibirya’da Şamanist diye adlandırılan gayri müslim Türk Halklarında hala yaygın olan bir ritüeldir. Hıristiyanlıkta çam ağacı, geyik, Noel Baba ve Hediyeler önemli yer tutar. Bu kavram ve sembollerin tamamı eski Türk Kültüründen alınmadır.”
“Ülgen Tanrısal bir varlıktır”
Erhan Arıklı, Türk kültürünün Hıristiyanlığa armağan ettiği ritüeller hakkındaki konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Eski Türk Kültüründe “ÜLGEN” diye uhrevi varlık kavramı vardır. Ülgen, Tanrısal bir varlıktır. iyiliğin sembolüdür. Onun karşısında ki şeytani varlık ise “ERLiK” tir.. Eski Türk efsanelerine göre, pahalı kaftan giymiş ihtiyar Ulgen, evin çatısına kadar yükselen muazzam çam ağacının bittiği bölgede bulunmaktadır.
Eski Türk efsaneleri Ulgen’le ilgili bir çok şeyleri koruyarak günümüze kadar ulaştırmıştır. O, tüm mevsimlerde bembeyaz uzun sakalı ve kaftanı ile dolaşır. iyi ruhların başı olan Ulgen altın köşkte oturarak güneşi ve ayı yönetir.
25 Aralık’ta, gece ile gündüz arasında uzun ve çekişmeli mücadeleden sonra gündüzün galip gelip güneşin eskisinden daha fazla yeryüzünü aydınlattığı gün olan 25 Aralık’ta eski Türkler, Ulgen’e dualar ederlerdi.
Türkler Gök Tanrı inancını kabul ettikten sonra dahi, 25 Aralık’ı yılın en büyük bayramı-Tanrı’nın doğuş günü olarak kutlamışlardı. Avrupa’ya giden Hunlar da 25 Aralık tarihini bayram olarak kutluyordu. Türklerin bu milli bayramı ,daha sonra Batı Kültürüne geçti ve daha sonra da Hıristiyanlaştı.
Netice itibari ile 25 Aralık’ta Türkler, Ülgen’i beklerlerdi. Geyiğe binmiş Ülgen evin bacasından içeri girecek ve çam ağacına hediyeler koyacaktı. işte Avrupa’nın Noel Baba dediği kişi aslında Ülgen Ata’nın değişik bir versiyonudur..
Şimdi bakın Hıristiyanlar, 25 Aralık’ta Noeli kutuluyorlar. Oysa 25 Aralık tarihinin Hıristiyanlıkta hiçbir kutsallığı yoktur. Hz. isa’nın doğum tarihinin 6 Ocak olduğu iddia edilmektedir. Peki, 25 Aralık nereden çıktı?
“Kaftan, Börk ve Çizme, Batı kültüründe ne arar?”
Şimdi Noel Baba olarak resmedilen kişiyi bir gözünüzde canlandırın. Uzun kaftanı, ayağında çizmesi ve başında börkü olan Noel Baba’nın üzerindeki hangi giysinin Avrupa ile ilgisi vardır? Kaftan, Börk ve Çizmenin Batı kültüründe ne işi var. O dönemlerde Avrupa erkekleri etekli elbise giyiyordu. Ayaklarında ise sandalet vardı. Pantolon da Türk Kültürünün Batıya armağanıdır. Atı ehlileştiren Türkler, ona binecek en uygun kıyafet olarak pantolonu icat ettiler. Milattan yüzlerce yıl önce ecdadımızın çizdiği bütün kaya resimlerinde Türkler, pantolonlu olarak resmedilmiştir.”
...
Tümünü Göster