0
hani ünlü mimarlar eserlerini ustalık eserim , kalfalık eserim , çıraklık eserim diye niteler ya ; işte ben de aynen öyle adlandırıyorum .
ilk cinayetimin hikayesini bilyorsunuz artık. işte o benim çıraklık eserimdi.
cinayetten 1 sene sonra yani benim okulun 2. senesi biterken, o olay çoktan unutulup gitmişti.
fakat o olayı atlatmam benim için çok zor oldu. kaç gece rüyama girdi pekekent züppe. neyse ki kurtulmuştum...
ama o korkunç şey sonunda başıma geldi.
bahsettiğim şey , öldürme güdüsü; tekrar içime yerleşmişti. hani bazen bişeyler ekgib gibi gelir ya , aynen öyle oldu. içimde hep bişeyler ekgib kaldı.
daha da kötüsü , yazın ortasında bu istek daha da alevlendi. yolda yürürken bile beynim bana oyun oynuyordu. yolda yürüyen insanların boğazına sarılıp öldürme hissi geliyordu içimden.
daha önceden filmler seyretmiştim birsürü. cinayet işleyince bağımlılık yapan insanlar vardı . izlerken derdim ki hep : ulan öldürmenin bağımlılığı mı olurmuş?
olurmuş... bunu yıllar geçtikçe daha iyi anladım.
dedim ya o güdü beni ele geçirmişti sanki.
en sonunda dedim ki kendi kendime: sadece bu güdüyü tatmin etmek için öldüreceğim . sonra başka yok . tövbe valla. bu ikinci ve son olacak.
gözünüzün önüne mr. brooks filmi geldi değil mi? o filmlerdeki yalan değilmiş . işte canlı kanıtı karşınızda , anlatıyor ...
öldürmeyi kafama koymuştum ama kimi?
öyle nefret ettiğim birisi yoktu (hande dışında) . zaten handeyi de cezalandırmıştım. o acıyı ömür boyu çekmesini istiyordum. ömrünü kısaltıp da acıdan azad edemezdim. bir de zaten sevgilisi öldü, kendi de ölürse onları kim kıskanıyor? tabii ki eski sevgili. polis ağzıma sıçar o zaman.
hiç tanımadığım birini öldürmeliydim ama masum birinin canına kıyamazdım. hayatı boyunca pislikten pisliğe bulaşmış insanlardan bulacaktım hedefimi.
zaten su testisi su yolunda kırılır diyerek kimse arkasından ağlamaz.
çok ayrıntıya girdiğimi biliyorum ama o zamanki ruh halimi iyice anlarsanız, aldığım kararları daha iyi anlayacaksınız.
---
kendi memleketinde olmanın avantajları var. zaten tatilden tatile görüyordum ailemi. iyice hasret gidermiş oluyordum.
ve ayrıca yemek, para vs. sıkıntısı çekmiyordum.
para sıkıntısı olmaması sebebiyle çok rahat ettiğim dönemde , rahatın batması da ayrı bir konu.
---
neden memleketin güzelliğini anlattım biliyor musunuz? özellikle para konusunda vurgu yaptığımı farketmişsinizdir.
paranız varsa matkaplar , otomatik maymuncuklar, çivi silahı, vs.vs. şeyler alabilirsiniz. ben de tam olarak bunu yaptım.
ankaraya dönerken bavulum hırdavatçı dükkanı gibiydi.
---
anlayacağınız üzere tövbemi tutmamıştım . ama henüz bunun farkında değildim. çünkü ikinci ve son cinayetim diyordum. öldürüp bırakacaktım. böylece ankaraya dönmeden önce bu güdüden kurtulacaktım.
2. cinayetim için araştırmalara başladım...
Tümünü Göster