1. 326.
    +2
    Elçinin işini bitirdikten sonra en iyi adamlarımı seçerek sıradan bir yürüyüşe çıkmışçasına ana koridora ilerledim. Gardiyanlar kalabalıktan şüphelenmemeliydi. Volta atmaya çıktığımızı sanıp kendi halimize bıraktılar bizi.

    Elçilerinin öldüğünü haber alan çinliler de çığlıklarla koridora ilerliyorlardı. Adamlarıma safları sıkı tutmalarını söyledim, sevabı bol olsun deyu. Saldırmayacaktık, elçinin intikdıbını almak için onların bize saldıracaklarını düşünüyordum. Bizim kas duvarımıza çarpıp açık bulamayan her bir çinli sinek gibi ezilecekti böylece. O sırada kambur, eciş bücüş bişey yanaştı yanıma.

    - Aykut abi, ben de savaşabilir miyim?
    - Sen kimsin lan?
    - Ben de sizin tarafınızdayım, tipime aldanma savaşabilirim.

    Kalbini kırmak istemedim şimdi yok yere öksüzün. Hem savaş öncesi yetim ahı almak iyi olmazdı.

    - Sık bakayım biceps’ini.

    Zorlanarak sıktı, pek bir şey yoktu.

    - Bu bicepslerle bizim aramıza girersen safımızda gedik açmaları kolay olur küçük dostum. Hadi şimdi git kenarda savaşı izle.
    Reddedilmek çok üzmüştü ucubeyi. Ağlayarak uzaklaştı. Herkesi aynı anda mutlu edemiyorsunuz bu hayatta.
    ···
   tümünü göster