dinleyen varsa bende bir hikayemi anlatıyorum

Mezarliğa girdik bizim aile bölümünü yaptırmıs kendi mezarını gösterdi buraya gömceksiniz beni oğlum dedi tek isteğim budur kardeşin sen baban indirceksiniz beni dedi kimseye yük olmayacağım dedi. dede saçmalama dedim hayırdır nerden çıktı dedim. öyle oğlum kaç yaşında adamım ölümsüz değilim ya dedi bunu konuşmanın vaktı bile geçti dedi... Şaşırıyordum malimiz mülkümüz sizin biliyorsun dedi. (hiç malım mülküm param demezdi hep bizide katardı.)tek isteğim beni siz indirin dedi, ben sana ahlak verdiğime eminim aç geleni aç yollamazsın mazluma el öptürmezsin paraya tapmazsın bilirim derdi öyle be dede dedim. nese oğlum hadı gördün nereye gömülceğimi dedi gidelim artık dedi. cıktık ordan çarsıya yaklaştık arabayı otoparka birakta çarşıda bir boydan boya yürüleyım dedi bir yere oturur bişelerde içeriz dedi. (dedemle bizim ilişkimiz harıkaydı dedem oturup içerdi bile benle mekan takıntısıda yoktu hatta olanları ayıplardı.) ındık arabadan. otoparkta çıkarken sılahını torpıdoya koycaktı vaz geçti nese araba leş gibi içki sigara kokuyor dedi bana ters ters bakıp yıkasınlar arabayı dedi tamam dedim. sılahı geri beline taktı (hiç sevmezdi çarsıda silah taşımayı, aslında sılah taşımayı pek sevmezdide küçük yerlerde karadenizde bilenler bilir silah namus gibiydi dedemde gençken meraklıymış onlarca silahi vardı. neyse köprübaşından fidangöre doğru yürümeye başladık mıletle otura kalka selamlasa konuşa abartısız bülbül deresinden fidangöre 1.5 saatte yuruduk.