1. 1.
    +1
    lan 2090'daki panpa, sana çok değerli bir bilgi vereceğim. bak şimdi bizim kafamızı gibiyorlar "eskiden burası dutluktu" diye, anacılar yoktu diye, liseliler yoktu diye. ama eskiden başlıklar bulduğumuzda hem anancısı var, hem liselisi var, her taku var yani anlayacağınız. şimdi siz de bizim devrimizi görmemişsiniz. işte bizim devirde dutluk falan yoktu, amcık ağızlı bir sürü yazar var, o yüzden hiç merak etme bizim zamanımızın yazarlarını, hele hele şu saatte şurda adam akıllı bir avuç insan bulamazsın. neyse sokayım sözlüğe, otur hele az bir konuşalım

    şu aralar oscar wilde'nin "dorian gray'in portresi" kitabını okuyorum, sana da çok tavsiye ederim, en az benim kadar seveceksin o kitabı, her satır sana yeni şeyler öğretecek. her neyse, orda lord henry diyor ki, "yaşlılar hep haksızdır". evet, bu bir gerçek. peki niye biliyor musun? çünkü, yaşlılar kendi zamanlarında yaşarlar, işte benim kendi zamanımda olan gerçekler, sizin zamanınızda gerçek değil. yok lan gibecem, şöyle diyelim, sizin zamanınızın gerçekleri bizim zamanda gerçek değil. ha şöyle, akıllı olun gıdınızı keserim. şaka len şaka, gıdı kesilen zamanda değiliz, o kadar da barbar değiliz lan biz, öyle şeyler diyen varsa yalan, hemen ilk köşeyi döndüğünde gib bini, eline ver. neyse konu karıştı dur. dur yeni parağraf açayım ki konuyu değiştirebileyim

    ha şöyle. ne anlatsam lan, dur müzik anlatayım bir az. bu aralar herkes rock'çı olmuş, yani çoğu insan rock dinliyor. ben çocukken eminem, 2pac dinlerdim, reyiz adamlardı. eskiden eminem love the way you lie gibi gibtiritaktan şarkılar söylemezdi, eskiden till i collapse söylerdi, mockingbird söylerdi, lose yourself söylerdi, neyse amk. eskiden rap "elimde silahım, yanımda amlılar, para tak, ulen alayınızı giberim!" tarzında bir şey değildi. ama şimdi kölelik kompleksinden çıkamamış bir avuç zenci rapçı olmuş, hep kendini zengin gösterme çabasında. ama onlar gibimde değil, gibimde olan gençliğin onlara özenmesi. "bu adamlar zenginse doğru iş yapıyorlar demektir" mantığıyla herkes kuullaşmış kendi kafasına göre. işte zaman geçtikçe gençlik mallaşıyor. bizim devrimizde de krolar vardı, ama çevrende nasıl bir dünya olursa olsun, bataklığın içerisinde bir çiçek nasıl temiz kalabiliyorsa, sen de öyle kalabilirsin. doğru olanı da budur zaten. neyse yine konu karıştı, bir parağraf daha açacağım...

    umarım sizin orda televizyon ortadan kalkmış durumda. 2000 senesinden beri toplam olarak 1-2 defa televizyon açmışımdır izlemek için, anlayacağın o lanet olası alete nefret ediyorum. millet zaten mal, izletilen şeyler de mal mal şeyler, ülkenin asıl gündemi kalmış ebesinin amında, millete mal mal diziler falan izletiyorlar. yine internet iyi, internet üzerinden istediğin şeye ulaşabilmek varken, televizyonda sana ne gösteriyorlarsa onu izlemek de neyin nesi? ama internetten her okuduğuna inanma. çok da kötü insanlar değildik biz. çok renkli çocukluğumuz vardı bizim... yeni parağraf açacağım galiba bu konu için...

    çocukken günümüz şöyle geçerdi: sabah erkenden kalkardık, peynirli ekmekli tere yağlı yumurtalı falan kahvaltı yapardık. sonra okul varsa okula, tatilse mahalleye inerdik. tüm mahalle için bir top olurdu, çoğu zaman. şimdi o eski toplardan bi caps koysam sizin zamanınıza link çoktan bozulur, o yüzden link koymuyorum. şöyle eski taktan bir top olurdu, tüm mahallenin tekmesini yemiş top nasıl olsun ki amk. her gün bir kişinin evinde kalırdı o top, sıra kimdeyse çok sevinirdi o şanslı çocuk. çeşitli oyunlarımız vardı, anlayacağın sabahtan akşama kadar koştururduk. meyve ağaçlarına tırmanırdık, bağlara girip meyve çalardık. bilgisayar falan yoktu o zamanlar, yoktu derken amerikada falan vardı ama bizde yoktu, daha günlük hayatımıza girmemişti bilgisayar. yaşı küçük olanlar büyüklerin yanında hep saygılı takılırlardı, saygı duyardık büyüklerimize. mahallenin çocukları biri birine karışırdı. atıyorum bir teyze ekmek almak için inmezdi aşağıya, mahallenin çocuklarına para atardı onlar alırdılar ne gerekiyorsa. mahalle öyle bol küfürlü bir yer değildi, kimse kimsenin anasına bacısına küfür etmezdi, küfürler genelde hayvan isimleriydi, eşşektir, köpektir (bak mesela köpek ağır bir küfürdü). mahallede bigibleti olan çocuklara yalvarırdık "bi tur da ben bineyim" diye, herkes bigiblet alamıyordu çünkü. yaşlı amacalar vardı, her zaman dinleyecek güzel hikayeleri vardı. mahalleler hayat doluydu. heyt be...

    neyse panpa, zaten baya uzadı yazı, anlayacağın, hep hayat dolu ol, mal gibi bir yerde durma sakın, en iyilerle yarış, en iyi sen ol ama hiç gururlanma. yurtdışına çık, gez, gör, öğren, çünkü herkesin sonu ölüm. ulan ben bile öldüm, daha ne istiyorsun. oysa tüm dünya benim etrafımda dönerdi, herkes benim için yaşardı, benim dünyamdı burası. işte böyle panpa, umarım sen de yaşlandığında kitaplar dolusu anlatacak hikayeler biriktirirsin, şerefli bir hayat yaşarsın. bu arada, kendimle ilgili bir özet de geçeyim. ben azerbaycanlıyım, azerbaycanda doğdum büyüdüm, hayatımda yalnız bir defa türkiyede oldum (24 yaşındayım şu anda, gelecekte daha fazla giderim türkiyeye her halde). valla azerbaycanlıyla türk arasında fazla bir fark yok, az bir şey dil farkı, o kadar. hadi panpa, öptüm seni alnından. söylediğim gibi, unutma, dünya bana kalmadıysa, sana hiç kalmaz.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster