1. 251.
    +1
    tüm maymunsal özelliklerimi kullanarak ağaca çıkmaya başladım. çıktıkça daha çok dut görüyor, dut gördükçe daha çok çıkıyordum. kanımda artık kan yerine dut suyu dolaşıyordu. arada üstü böcekli olanlardan falanda yiyordum. acı tadı bi anlığına suratımı ekşitiyor sonra başka bir tane yiyerek devam ediyordum. yukarılara baktıkça çıkma azmim artıyordu. en güzel dut henüz ulaşamadığım duttu benim için. ve ona ulaşmak üzere yola çıkmıştım. Biraz fazla çıkmış olmalıyım ki. artık midemde dut için yer kalmayınca aşağıya baktım. onyüzbinmilyar metre yukarıdaydım. buradan aşağıya inmemin hiç bir yolu yoktu. Her zeki çocuk gibi aneeeeeeeeeeööööööööw diyerek ağladım. ama ne gelen vardı giden. ya beni bırakıp başka biyerde dut yemeye gittilerse diye daha bir şevkle bağırdım. ama gene gelen giden yoktu. hayvanat bahçesine getirilmiş yeni şempanze gibi ürkekçe ağaçtan inmeye çalışıyordum. ve başardım da. isaac Newton haklıydı. yer çekimi vardı ve insanı ağaçtan aşağıya kısa bir sürede indiriyordu. benide indirmişti. biraz sert immiş olmalıyım ki kolum kırılmıştı. ilk başta hiç acı çekmiyordum. ama yerden doğrulmaya başladığım an felaket bir acı duydum. ANÖÖÖÖÖÖEEÖEÖEEÖEÖEÖEÖ diye bağırdım. sonra sustum. kolumu kırmıştım. annem bana kızacaktı. en iyisi bu olayı saklamak diye düşündüm. zaten kol önemsiz bir organdı önemli olsa bi tane falan olurdu. kolumu tutarak eve girdim. misafirler vardı ve beni duymamışlardı. annem görünce nerdesin sen dedi. çağırıyorum kaç saattir sesin soluğun çıkmıyor.
    ···
   tümünü göster