-
426.
0“Rüşvet alan, para pul padişahı değiliz.Tümünü Göster
Paramparça olmuş gönül hırkalarını diker, yamarız biz.”
Mağduriyetimiz ve mazlumiyetimiz sınanırken, vicdanı icarlanmamış halkımızın, hakikate olan inancından güç alarak diyoruz ki: Mutluluğun resmini yapamadık belki; ama -15 derecede, naylon çadırların içerisinde güneşin doğuşunu hayal etmenin ne olduğunu resmettiğimiz icin hiçbir pişmanlık duymuyoruz.
Beyaz formalarımız bize kefen olsun ki kanlarımızı satmadık, tek celsede bağışladık. "Helal-i hoş olsun" diyoruz.
Çocuk Esirgeme Kurumları’nda, ağlayan çocukların gözyaşlarını gördüğümüz için boğazımıza bir yumruk oturmuştu ve sıkılıydı.
Yaşlılarımızı ziyarete gittiğimizde, analarımızın-babalarımızın olduğunu onlar ölmeden önce öğrendik.
Tabelada yerlere çöp atmayınız yazdığı için değil, engelleri tek tek aşmaya calıştığımız için ceplerimizde mavi kapaklarla gezdik.
Uluslararası Astronomi Birliği, Pluton için “o artık gezegen değil” dediğinde, kandırılmışlık duygusuna kapılmanın ne olduğunu iyi bildiğimiz için “bi dakkaaa!” dedik… “hepimiz Pluton’uz”!
Hasankeyf, yunuslar, sokak hayvanları…
Bilemedik, bilemedik, bilemedik.
Daha çok sevmemekmiş asıl suçumuz, bilemedik.
Karadeniz için haykırdık; kimsenin diline, genzine o çaylar dökülmesin diye. Karadeniz’e kanser araştırma hastaneleri yapılsın diye inim inim inledik.
Van'a 8 değil, 18 konteynır alamamaktır vicdani suçumuz.
17 Ağustos’taki acıyı biz neden daha çok hafifletemedik ki?
Henüz biber gazı da icat olmadıydı üstelik.
Biz buna yangınız.
içimizde yangın çıkardık, suçluyuz…
Kaz Dağları ile akrabalığımız, Ferhat’a olan hayranlığımızdan olmadı.
Peki ya Şirin bilseydi Munzur Çayı’nın gizemini, Ferhat’ın hali nice olurdu ?
Biz de geç kalmışız be Schindler, evet. insanlık için, halkımız için daha çok güzellikler yapabilirdik.
Düğün nedir bilemedik; ama cenazelerimizi hep kendimiz kaldırdık.
Evvellerimiz ve geleneğimiz olduğu için, dayatılana karşı çıkıp başka bir dünyayı mümkün görebiliyoruz. O yüzdendir ki, “her şeyin, herkesin bir fiyatı vardır” diyen meymenetsiz patronun suratına parayı çarpan güzel abimizi sinema salonunda alkışladığımız anın heyecanını hep içimizde yaşıyoruz.
Tarih, bugüne kadar söylediğimiz her sözün ve yaptığımız her şeyin şahididir. Bizim hakikatimiz, isnat edilenlerle değişmez.
“Ağaçları sulamanın bir adalet, dikene su vermenin ise bir zulüm olduğunu” çok ama çok, çok iyi biliyoruz.
Bizim aradığımız şey bambaşka...
Şairin dediği gibi, “ne ağaca benzer ne de buluta”
Hukuk ve ahlak kurallarının kesiştiği yerde vicdan arıyoruz biz, vicdan !
-
inci sözlük sayesinde küfür yemeye
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 10 04 2025
-
hitlers soldier hayatını si
-
ayrıca kimse durduk yere silinmiyor
-
yaş 28 ama 23 yaşımdaki statümdeyim
-
torino senin de ferman yazıldı
-
600 bini olan dallamayı
-
olm azcık delikamlı olun
-
kurtcocain ve tom kaulitzzn siliği açılsın
-
hay maşallah züte bakl bal gibi
-
rang ve alexinyansanayisi bromun siliği açılsın
-
sari kafa aldi senden rahip brunsonu
-
beyler bu saatten almayı planlıyorum
-
kameranin mercegine baksana
-
netanyahu gençliği
-
09 04 2025 güncel sözlük reisleri
-
tramp içinden geçti piyasanın
-
bu sene yaz çok geç gelecek
-
kawasaki yokohoma maçı inşealla
-
tencerede misir
-
bu karıı sizi yere yatırsaa
-
ya instagram müthiş ya
-
semazenle köçek arasında ne fark vardır
-
öfhh söyle komple türbanlı
-
en üzüldüğüm anlardan biride bu
-
andrew tate brom benim
-
vikings silik attıysa vardır bir bildiği
-
beyler bu rolex saatler neden bu kadar pahalı
-
erdoone konuşma yapıyor
-
sabah aksam kız konuşup
- / 2