1. 151.
    0
    KESiN BUNLARDAN BiRi ŞUKUMU VE 100 TL Mi iSTERiM PANPA !

    EBiN:(Evin) Tane, öz

    EBiNÇ: Refah, huzur

    EBiRi: Erim, erdem, fazilet

    EBREK: Dayanıklı, sebatkar

    EBREN: 1- Evren, kainat 2- Felek, talih

    EBRET: Ayrılım, ihtilaf

    EBRÜK: Dayanıklı, sebatkar

    ECE: (Eçe)

    ECEViT: 1- Çalışkan ,, aktif 2- haşarı, yaramaz

    EÇE: 1- Dahi, çok akıllı, çok zeki 2- Saygıdeğer, görgülü hanım

    EÇiNE: Doğru sözlü, sözüne güvenilir

    EDE: (Edi, Ata) Atalık, hatırı sayılan, sözü dinlenen kişi

    EDERKON: birl. Ede/Kon (Konmaktan can, ruh)

    EDGÜ: 1- iyi, güzel, hoş 2- Adil, adaletli 3- Eğitmen, öğretmen

    EDGÜDi: 1- Eğitici, öğretici 2- iyi, ala

    EDi: Eda, ata, saygıdeğer ulu kişi

    EDiGE: 1- iyi, iyi kalpli 2- öğretmen

    EDiK: Kısa konçlu çizme

    EDiL: (idil, etil, atil) iyilik, güzellik

    EDiZ: 1- Kıymet, kıymetli 2- Yüksek, Yükselmiş

    EGE: (Eke,Öke)1- Dahi, çok akıllı 2- Egemen, sahip 3- Bakıcı, eğitici

    EGEMEN: 1- Hakim, sahip, kendinden başkasını dinlemeyen, buyrukçu 2- bilge kişi,
    dahi

    3- ağa, ağabey

    EGiT: Göz değmesi ve nazara karşı göz kenarlarına sürülen bir ot

    EĞBER: Eğri, eğrilmiş

    EĞiLMEZ: Gururlu, mağrur, dik başlı

    EĞiN: Eğirilmiş

    EĞiR: 1- Sarış, çeviriş, kuşatma 2- bükme, kıvırma

    EĞNEZ: Narin, zayıf, ince

    EĞREK: Sık, bol

    EĞRi: Eğik, bükük mec. Saygılı, alçak gönüllü

    EĞRiM: Pınar, göze, küçük çağlayan

    EKE:1- Dahi, çok akıllı 2- Sahip, egemen 3- bakıcı, eğitici

    EKEÇ: Cana yakın ve çekici kız

    EKELiK: Deha, kıymet

    EKiM: 1- Ekin ekme eylemi 2- Yarım, ziraat

    EKiN: 1- Mahsul, tarla ürünü 2- tarlaya ekilip olması beklenen her türlü bitki

    EKiNCi: 1-ikinci (erkek, ya da kız) 2- Rençber, çiftçi

    EKSÜK: Azlık, yokluk, yoksulluk

    EKŞi: Eksi, ekgib, azlık, yokluk

    EL: 1- il, Ülke, Memleket 2- ilgi, bağlantı 3- Barış, Sukunet 4- Kolun, bilekten
    aşağısı

    ELA: (Ala) Renkli alacalı

    ELBAN: (ilban) Devletçi, devletine bağlı, sadık

    ELBiR: birl. El/Bir mec. Elbirliği, işbirliği, imece

    ELCEK: 1- Ekin biçme aracı 2- Munis, sessiz

    ELÇiK: Eldiven

    ELÇi: 1- Devletine bağlı, devletçi 2- Devleti adına aracılık eden, haberci,
    temsilci

    ELÇiM: Demet, tutam

    ELÇiN: 1- Demet, bağ, buket 2- Ekin biçerken kullanılan bir alet 3- Devlet
    görevlisi, devletine bağlı

    ELDEK: 1- basiret, kabiliyet, eylem gücü 2- Yedek, elde bulunan

    ELDEM: 1-Alışkın, yetişkin 2- Sevimli, cana yakın 3- evcil koyun

    ELDÜZ: birl. El/Düz Yurtsever

    ELEZ: (Eliz)Arı, duru, temiz, munis, uyumlu

    Yakut destanlarında bekaret tanrıçası (Ulu Tuyun’un kızı)

    ELGAY: Yurtsever

    ELGiN: 1- Konuk, öncelik verilen kişi 2- Gurbetçi, yurdundan uzak

    ELGÖRMÜŞ: Gezgin, seyyah

    ELGÜN: Halk, avam, halktan kişi

    ELiBOL: Cömert, eli açık, sahi

    ELiK: Usta, eli yatkın

    ELiŞ: Usta, maharetli

    ELiTAŞ: Cimri, eli sıkı

    ELiTEZ: Becerikli

    ELKATMIŞ: birl. El/Katmış Ülke fethetmiş, algan

    ELKiN: 1- konuk 2- Yolcu

    ELÖVER: Yurtsever

    ELTUTAR: birl. 1- El/Tutar mec. Yardımsever, hayırşinas 2- Fatih, Algan

    ELVEREN: Olgunlaşan, yeterlilik kazanan

    EMÇi: Doktor, eczacı

    EMEÇ: Amaç, gaye

    EMEK: 1- Gayret, cehd, zahmet 2- Güç, enerji

    EMEN: 1-Can, ruh, hayat 2- Ağaç dikmek için açılan çukur 3- meşe ağacı

    EMET: Sınır, mesafe

    EMGEK: Emek, zahmet, güçlük

    EMLEK: Duygulu, merhametli

    EMRE: (imre) Düşkün, aşık, hayallerle yaşayan

    EN: (Yen)1- Derinlik, genişlik 2- Av 3-Kıyı 4- Arka

    ENÇU: Sükun, huzur,ruh derinliği

    ENDEŞ: Eşit, müsavi

    ENEÇ: Meyil, meyilli

    ENiK: (enük, enek)Genişçe, yayık

    ENGiN: 1- Genişlik, derinlik, yayıklık 2- ufuk, ufuk çizgisi

    ENiCUK: Hısım, kavim- kardeş

    ENiŞ: (Enuş) 1- iniş, yokuşun karşılığı mec. Rahata ve huzura erme 2- Uçlarda,
    ekstrem

    ENKiŞ: Tecrübeli, deneyimli, olgun

    ER: 1- Olgun, olmuş, ergin, yetişkin erkek 2- Asker, çeri

    ERÇE: birl. Er/Çe... Erkeğe yakışır biçimde

    ERÇiN: Ülkenin idari bölümlerinden her biri (il, ilçe, kasaba vb.)

    ERDEM: ( Ertem) Fazilet, bilgelik, yücelik, hünerlilik

    ERDEMÇi: Erdem sahibi

    ERDEMLÜ: Erdem sahibi

    ERDEN: Er parçası, erden olma

    ERDiN: Ermiş, olgun

    EREK: Erişilmek istenen, ülkü, hedef

    EREKLi: (Ereğli) Ereği olan

    EREM: Müjde, iyi haber

    EREN: 1- Olgun, 2- Hür, bağımsız 3- Din ile bütünleşmiş

    ERENTÜZ: birl. Eren/Düz

    T... Tuva ve Çuvaş Türklerinde, “Terazi Yıldızı”

    EREZ: 1- Erişilen, mutlu olunan 2- Cesur, gözü kara, dayanıklı

    ERGEN: Olgun, deneyimli

    ERGENE: 1- Güçlülük, egemenlik 2- Maden dağı 3- Dağlar arasındaki geçit

    ERGENEKON: 1- Maden dağı 2- Dağlar arasındaki yurt

    ERGi: Eriş, olgunluk, deneyim

    ERGiL: 1- Bilgili, deneyimli, yetişkin 2- Savaşçı, cengaver

    ERGiN: 1- Ermiş, olgun, irfan sahibi 2- Savaşçı, cengaver

    ERGUN: 1- Yumuşak huylu kişi 2- Hızlı koşan at 3- Argun

    ERiK: Ermiş, olgun, bilge, filozof, becerikli

    ERiKEN: Ermiş, olgun, bilge

    ERiM: 1- Müjde, iyi haber 2- Felsefe, derin bilgi 3- Vade, zaman

    ERiNCiK: Mahçup, utangaç

    ERiNÇ: 1- Olacak, olması gereken, kaçınılmaz sonuç 2- Nimet, bolluk

    ERiŞ: Gaye, erişilmesi istenen

    ERiŞEK: Ülkü, gaye

    ERiŞEN: Ulaşan, vasıl olan

    ERiŞKiN: Olgun, kamil, ermiş

    ERK: 1- Güç, kudret 2- iktidar, erklik, hükümranlık 3- Bağımsızlık, egemenlik

    ERKE: 1- Egemen, güç 2- işve, naz, cilve 3- Çekicilik, çekiciliği kullanma istek
    ve yeteneği

    Türk mitolojisinde, Ülgen’in dokuz kızından biri ve namus tanrıçası

    ERKELi: Egemen

    ERKEM: Nazlım, işvelim, edalım

    ERKi: 1- Güçlü, egemen, erke 2- Atik, çevik

    ERKiN: 1- Bağımsız, otorite tanımaz 2- Başına bıuruk, kendi bildiğini okuyan 3-
    Sürekli, süreklilik

    ERKiNDiK: Erkinlik, bağımsızlık, hürriyet

    ERKLiG: Egemen, kuvvetli, şevkatli

    ERKMEN: 1- Bağımsız, başına buyruk 2- Bekar, evlenmemiş

    ERLiK HAN: birl. Erlik/Han

    Şamanist gelenekte “Cezalandırma Tanrısı”

    ERMAN: 1- Erdemli, güç, mert 2- Kutsal, mukaddes

    ERMiŞ: Olgun, müdrik

    ERNEK: Küçük parmak, serçe parmağı

    ERSE: Ermesi, olgunlaşması istenen

    ERSiN: 1- Uzun ömürlülük dileği 2- Olgunluk, bilgelik dileği

    ERSÜ: Fazla, çok fazlalık

    ERTE: 1- Seher, şafak 2- Yarın, gelecek, sonraki, halef

    ERTEGi: Destan, lejant

    ERTEN: Tan, şafak

    ERTiK: Meslek, sanat

    ERTiM: Olgun, erişkin, bilge

    ERTiN: 1- Mahsun, hüzünlü 2- Kendine yeten

    ERTiNGÜ: 1- Olağanüstü, fevkalade 2- Efsane, mit

    ERZENE: Doruk, zirve, en üst

    ERZi: Veli, vasi, yönetici

    ERZiK: 1- Asıl, ana, temel 2- Soylu ve yiğit

    ESBOL: birl. Es/Bol ... Çok zeki, çok akıllı (Usu-bol)

    ESE: 1- Mutluluk, sağlık 2- Yel, esinti

    ESELiK: Selam, selamet

    ESEN: 1- Sağlık, selamet 2- Yel, yumuşak yel

    ESENLÜ: Esenli, sağlıklı

    ESER: Esinti, yel

    ESi: Yel, esinti

    ESiM: Esinti

    ESiN: 1- Esinti, yel 2- soluk, sağlık, nefes 3- ilham

    ESiNTi: Yel, hafif yel

    ESiRGEN: 1- Arkadaş, dost, yaren 2- korunan, yakınlık duyulan

    ESiRGENÇ: Nazlı, nazenin

    ESiRKiŞ: Merhamet, acıma duygusu

    ESKiN: Yel, yel alan

    ESLEK: 1- Yumuşak başlı, uysal 2- Selam, selamet

    ESNEK: Uzayan, genişleyen, esen

    ESRiGÜN: birl. Esri/Gün... fırtına

    ESRiK: Mecnun, kendinden geçmiş

    ESRiMiŞ: Kendinden geçmiş

    ESTELiK: Yadigar, hatıra

    ESTi: Yel, esinti

    EŞiM: Çalışkan, becerikli

    EŞiNGEN: 1- Çalışkan 2- Eşit, müsavi

    EŞiTGEN: işitken, işiten, dikkatli

    EŞKiN: 1- Hızlı, atik 2- Dayanıklı, metin 3- Rüzgarlı bölge, rüzgar alan bölge

    EŞLiK: Dost, yaren, refik

    ETGÜ: 1- iyi, iyilik 2- Etki, şiddet

    ETiGE: Öğretmen, mürebbiye

    ETiL: itil- idil

    ETiNGÜ: Olağanüstü, fevkalade

    ETiZ: Yüksek, ulu

    EVCiL: Evine bağlı, evcimen

    EVCiM: 1- Evcimen, evcil 2- işgüzar, hamarat

    EVCiMEN: Evine bağlı

    EVCiMiK: Ekonomist, muktesit

    EVDEŞ: Hanım, erkeğin eşi

    EVGi: ivedi, acele

    EVGiN: 1- Aceleci, telaşlı 2- Evcil, evine bağlı

    EViN: Cevher, öz, nüve

    EViRGEN: 1- Tedbir, tedbirli 2- Dönüşüm, çevirim

    EVREN: 1- Kainat 2- Ejderha, canavar 3- Baht, talih

    EVRENSEL: Evreni kaplayan, evreni içine alan

    EYGi: iyi, salih, temiz

    EYGiŞ: iyi kişi, iyi insan

    EYGÜ: iyi, iyice

    EYiN: Vücut

    EYiNÇ: Refah, mutluluk

    EYLEM: 1- iş, iş görme, çalışma 2- Etkileyici davranış 3- Durdurma, önünü kesme

    EYLETMEZ: Amansız, aman vermez

    EYLETÜR: iyilik sahibi, cömert

    EYLiK: iyilik, yardım, iane

    EYMEN : 1- Alçak gönüllü, mütevazı 2- Yardımsever, hayırşinas

    EYMÜR: (Eymir) iyilik sahibi, hayırşinas

    EYTEMiŞ: Güzel konuşan, tatlı dilli, hatip

    EYÜGE: iyi, iyice

    EZDi: Ezen, ezici, baskıcı

    EZGi: 1- iyi, iyilik, 2- Uyum, ahenk 3- Acı, üzüntü 4- Name, hoş sada

    EZGiN: Ezik, ezilmiş, acı çekmiş, mahzun

    EZiLGEN: Mazlum, zulüm görmüş

    EZiM: 1- Belirti, iz 2- Zorunluluk, mecburiyet

    EZiNÇ: 1- Belirti, iz 2- Ezginlik, mahzunluk
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster