0
---
Elif teyze ağıtlar atarken ben orda oturmuş olanları izliyodum.
Ebubekir yerde gözlerini açmıştı, göz bebeği yerine gelmişti.
Yüzüne kan gelmişti. Sesi fazla çıkmıyordu. Kan kaybediyordu.
- Ne oldu bana... dedi güçlükle.. konuşamıyordu.
Hemen yanına gittim, elif teyze üzerime saldırdı.
Güç olarak, o yaşlı olduğu için ondan güçlüydüm. Elini tuttum, elif teyze sakin ol olanları anlatıcam sana lütfen sakin ol, dedim. Korkuyordum.
Elif teyze çok telaşlıydı. Tekrar oğlunun başına koştu ve "iyimisin oğluuuuum, iyimiiisiiiiinnnnn" diye ağlamaya başladı.
Güçlükle, iyiyim, dedi ebubekir. Annesinin ağıtları eşliğinde ambulans sesi duyuldu mahallede. Camı açıpi ambulansa evin burası olduğunu söyledim.
Koşup kapıyı açtım. O sırada sedyeyle içeri girdiler. Ebubekiri aldılar sedyenin üstüne.
Hızlı bi şekilde ambulansa zütürdüler. Tüm mahalle ayaklanmıştı.
Ambulans, siren sesi eşliğinde uzaklaştı.
Elif teyze ebubekirin arkasından ağlıyordu.
Sokaktaki bağırışlarından komşular aşşağı indi, elif teyzenin bağırışları içimi çok acıtıyordu.
- Katiiil, biricik oğlumdan ne istediiin,
Diye bağırıyordu. Zar zor sakinleştirilen elif teyzeye tüm olayı başından sonuna kadar komşuların yanında anlatmak zorunda kaldım.
- ... ve sen odaya girdiğinde, beni boğuyordu. Mecburen reflex olarak elimdeki makası ona karşı kullanmak zorunda kaldım. Üzgünüm. Gerçekten çok üzgünüm, ama benim bi suçum yok elif teyze.., diye izah ettim.
O gece çok bitkin bi şekilde döndüm eve. Bizimkiler uyuyordu. Saat 7'ydi. Biraz uyumam lazımdı, biraz uykuya ihtiyacım vardı...
Kapıyı açtım, yavaşça merdivenlerden odama doğru çıktım. Odamın kapısından girecekken, sesler duydum. Biraz daha yakınlaşınca farkettim.
Oğuz, telefonumda ebubekirin attığı ses kaydını dinliyordu.
içeri daldım, ani bi hareketle telefonu elinden aldım ve sessizce, geç yatlan yatağına, dedim.
Uykum yok ! diye bağırdı. Boğazından tutarak, bağırma, annem uyuyor gerizekalı dedim.
Bıraktım. Şimdi git televizyonmu izleyeceksin ne yapacaksan yap ama sessiz ol, dedim.
Yatağıma uzandım. Bütün o gecenin stresiyle yattım, yorganı üzerime çektim.
Tam uyuyacakken annem sakince odaya girdi.
Telefon çalıyordu. Gönül arıyordu, kendimi toparlayıp telefonu açtım.
Alo, bile demeden hemen;
- Sevgilim, beni iyi dinle. 1 saat sonra, eskiden gizlice buluştuğumuz yere gel. Çok önemli, orda olman gerek." deyip kapattı telefonu.
1 gram uyku uyuyacaktım, yok. Olmadı.
Tüm günün yorgunluğuyla, giyindim ve hazırlandım.
Aceba bu kız beni sabahın 8 inde neden oraya çağırsın ?
Neyse, vardır elbet bi bildiği diyerek çıktım evden.
Son anda telefonumu unuttuğum aklıma geldi. Kapıyı açtım, içeri girdim.
Oğuz televizyon izlemiyordu. Yatağına gitti heralde dedim. Merdivenden çıktım ve odaya girdim. Yastığımın altında duran telefonu alıp cebime koydum.
Bu arada oğuzu dürtüp, şşt televizyon izlemiycekmiydinlan sen? dedim.
Iııııı, dedi. Ne ? dedim. Ne zaman dedim ben öyle bişey ya, uykum var dedi ve yorganı başına çekti.
Yorganı çektim, korkmuştum.
- Oğlum sen az önce ayakta değilmiydin ? Benim telefonumu karıştırmıyormuydun ? dedim.
+ Yoo, rahat bırak beni abi ya uykum var, diyerek yorganı tekrar başına çekti.
O anda anladım, gönüle yapacakları şeyi yapacaklardı banada.
Buluşma yerine gitmedim, gönüle mesaj çektim,
- Aşkım, az önce senmi aradın beni ?
Biraz sonra mesaj geldi.
+ Hayır bitanem, şimdi uyandım bende. Mesaj sesinden, ne olduki ?
Bu mesajı gördükten sonra iyice korkmaya başladım.
Kime güvenecektim ben ?
Kimlere güvenebilirdim...
- Bekle, geliyorum. 5 dakika sonra kapıda ol, dedim.
Evden çıktığım gibi koştum. Ne oluyordu böyle...
Düşüncelerim çok karmaşıktı..
Bir yandan ebubekir.. Bir yandan ONLAR...
Dengesiz koşuyordum. Uykusuzdum. Kapıda bekleyen gönülü gördüm. Elinden tutup, herşeyi yolda anlatıcam meleğim. Gel benimle, hastaneye gitmemiz gerek, dedim.
---
Ebubekiri merak ediyordum.
Gönül yolda giderken sordu, aşkım, ne oldu ?
Durumu anlatmak zorundaydım.
Meraklı gözlerle gözlerime bakıyordu.
Anlatmaya başladım...
-Aşkım sen neredeyse ayakta uyuyordun. Ben seni kucağıma alıp yatağına yatırdım. Sonra ebubekirin sesini duydum. Koştum. Sen güvendeydin, içim rahattı.
Ebubekiri rahatsız ediyorlardı. Onlar gönül... (v.s v.s) ... ve sonra ambulans ebubekiri zütürdü...
Bunları anlatırken gönül şaşkın, korkmuş ve üzüntülü gözlerle dinliyordu beni.
Ben bunları anlatırken çoktan hastaneye gelmiştik.
Tam hastanenin kapısından girecekken, ebubekir çıkıyordu kapıdan annesiyle beraber.
iyimisin, diye gittik hemen yanına.
- Olum, tamam bişeyim yokda. Bunu neden yaptın bana ? , dedi.
Yolda onlarla beraber yürürken durumu anlatıyordum.
- ben, benmi... Ben seni boğmayamı çalıştım... , diyordu şaşkınlıkla.
Ona, kendinde olmadığını belirttim. Ama her şey geçmişti.
Sanırım onlar artık bizi rahatsız etmiyordu.
Yada öyle sanıyorduk. Ebubekirin iyi olduğunu gördükten sonra gönülü alıp bizim eve gittik.
Bu kızla ciddi düşündüğümü ailelerimiz biliyordu. O yüzden onun bizde kalması falan sorun olmuyordu.
Uykusuzluktan ölüyordum neredeyse. Evin kapısını açtık. Saat sabahın 9'uydu.
Oğuz geçmiş çizgi film izliyordu.
- hoşgeldin abi, hoşgeldin gönül abla, dedi.
Bitkinlikten cevap vermemiştim.
- hoşbulduk oğuz, demişti gönül.
Merdivenlerden odama çıkmıştık. O yorgunluktan kendimi yatağa attım. Gönülde yanıma yattı.
Gözlerimi kapattım. Üstümüzü battaniye ile örttü, kafasını göğsüme koydu ve tam uyuyacakken, aşşağıda annemin ve oğuzun bağırışmalarını duydum.
Kalktım yataktan, aşşağı bakmaya giderken ebubekir kapıdan içeri girdi.
Elinde bir bıçak vardı. Bıçak kanlıydı.
Düşündüğüm şey olmamalıydı. Bıçağı görünce gönül çığlık attı.
- Ne oldu selman ? Hı ? , deyip kahkahalar atmaya başladı.
Suratında alaycı bi ifade vardı. Elindeki bıçakla gönüle saldırdı.
Tutamadım, sanki yerinden kımıldamıyordu bacaklarım.
Bıçağı gönülün karnına soktu, gönülün son nefesini hisseder gibi oldum.
Kalbimden bir parça koptu. Onunla beraber öldüm sanki. Yüreğim parçalandı o görüntüde.
Ebubekir hala gülümsüyordu. Gözleri bembeyazdı.
Beti benzi akmıştı suratının. Bıçağı gönülden çıkardı, gönül yere yığıldı.
Bana doğrulttu, ve tam saplayacakken "gönüül !" diye bağırarak uyandım.
Gönül yanımdaydı. Saat 10 olmuştu.
Ne oldu hayatım, kabusmu gördün ? dedi.
Yok bişey, dedim. Pgibolojim alt üst olmuştu.
Kolumu gönülün beline atarak koydum kafamı yastığa.
Kafamda bir çok düşünce vardı.
Ama uykusuzdum.
- Uyuyamıyorum gönül, dedim. Yanağımdan öptü, sarıldı.
Tekrar dene, dedi.
Tümünü Göster