1. 101.
    0
    çocuk ite kaka tekneye bindirildi ve hemencecik altta bir karaya tıkıldı. liseli için artık şaka, şans, bu kadar olmaz, bu, ne, nasıl yumurtalar, am, okul, kitap, uç... hepsi kaybolmuştu. sadece altına sıçacak kadar korkuyordu.

    midesi dolu olsa muhtemelen onu da yapacaktı.

    artık final çırpınışlarından yorgun düşünce gardlardan yapalı olan liselinin çenesine sağlam bir yumruk oturttu ve herkes için bir süreliğine huzurlu dakikalar başladı.

    geminin güvertesinde çaycı tekneni kaptanıyla konuşurken vukmir de etrafa bakıyordu. arkasından çaycı geldi "ne bekliyoruz ulan hadi gidelim rtık ya polis çağırırlarsa"

    cümle bitmeden ""kapat çeneni"" cevabını alan geri kaptanın yanına döndü.

    vukmir zekiydi. hala onu izleyen meraklı gözler varken kaçar gibi oradan ayrılamazdı.

    tekne zaten çok dikkat çekiciydi, tam bir zengin işi güvertede jakuzi olan iki yelken direkli, kiril alfabesine benzetilmiş latince harflerle

    mahşerin kapısı yazılı bir tekne.

    etraf biraz daha sakindi enazından kimse gemiyi gösterip bir az önce olan ufak olaydan bahsetmiyordu. yandaki sıralanmış teknelir çoğu boştu zaten.

    hepsi çırağan sarayındaki monacolu iş addıbının ikinci düğünü için gelmişti.

    gardlar güverteye çıkıp vukmir ile bir kaç kelime konuştular ardından vukmir kaptının yanına giderek talimat verdi. gemi yavaşça güneye doğru yol aldı.
    ···
   tümünü göster