+1
@88 panpa en ciddi takipçim sensin, iyiki varsın. kusura bakma arkadaş var yazamıyorum. yarın telafi ederim.
bu arada özür diliyorum hepinizden.
______________________
Ertesi gün annem beni uyandırdı, kahvaltı hazırlamıştı. kahvaltı yaptım giyinip çıktım evden. otobüse binip okula gittim, biraz geç kalmıştım. kapıda müdür azarladı istiklal marşını kaçırdın falan diye. pek oralı olmadım, anlayınca sustu o da. sınıfa yöneldim, kapıyı çaldım girdim içeriye.
"Pardon hocam." bir yandan yağmura bakıyordum, oradaydı, oturuyordu ve yanı boştu. onun dışında birkaç boş sıra daha vardı.
"Nerede kaldın evladım?"
"Otobüsü kaçırdım da hocam, bir de bazı sorunlarım var." dedim, bunu derken göz ucuyla yağmura baktım.
"Peki geç yerine." hoca uzatmadı, ben de sıraya doğru yürümeye başladım. yağmurun bakışlarında hangi duygu var çözemiyordum, onun da kafası karışıktı. yanına oturmak istiyordum, bir güç te beni başka sıralara itiyordu. en son düşüncelerimi topladım, bu kızı seviyorum ben dedim. gizem bana açıldı, ben birşey yapmadım zaten diye düşündüm. eğer sorun o kızsa bir daha da bakmazdım. sanırım kendimi avutuyordum, kendime söz verip tutmadığım durumlarla çok sık karşılaşıyordum ergenken. cesaretimi topladım, gittim yağmurun yanına oturdum. bu sefer çantasını çekmemişti, ben kaldırmak zorunda kalmıştım. çantasını onun kucağına ben bıraktım. yağmura bakamıyordum, kafamı çevirecektim ama yapamıyordum. önümdeki deftere birşeyler karalamaya başladım, bir süre devam ettim, kendimi kaptırmışım. en son yağmurun elini elimde hissettim, irkildim. elini elimin üstüne koyup durdurmuştu, rahatsız olmuştu. bir an düşündüm, iyiye gidiyor gibiydi. yapma şunu da diyebilirdi. salak salak sırıtmaya başladım, o da bana mal mısın gibilerinden baktı. tenefüs zili çaldı, yağmur yerinden kalktı, kapıdan çıktı. ben biraz düşündüm, biraz daha düşündüm. biraz daha düşünürsem artık yetişemeyecektim. kalktım gittim arkasından, bahçeye indi. bizim okulun bahçesinin kömür deposu vardı. ama bu depo açıktı, parmaklıklarla çevriliydi. tabi ilkokul olmadığı için kilitlemiyorlardı kapısını. onun önünden geçerken tuttum kolundan, çektim oraya doğru. dikkat çekmemek için birşey demedi. yeterince tenha olduğunu hissettiğimde bıraktım kolunu.
"Yağmur." derken gözlerine bakıyordum, ama o benim gözlerime bakmamakta ısrarcıydı.
"Yağmur bak ben birşey yapmadım, cidden bak." dedim, konuştuklarımı kafamda toparlamaya vaktim yoktu. öylece çıkıyorlardı kafamdan, engellemedim.
"Ben seni gerçekten çok seviyorum, sana zarar gelmesini istemiyorum. sana sarılıp saatlerce bırakmak istemiyorum, geceleri seni düşünüyorum. Bak Yağmur benimle gizem konuştu, konuşmaları yanlış anladın, ben birşey demedim orada rencide olmasın diye. yoksa ben öyle birisi... " . Yağmur sözümü kesti;
"biliyorum, öyle birisi olmadığını."
"e o zaman neden vurdun bana? neden ayrıldık biz?"
"şuan ayrı değiliz biz" dedi, yüzümde bir tebessüm belirdi, yağmur devam etti "sadece o an bilmiyordum öyle birisi olmadığını."
"Nasıl yani, ne zaman öğrendin?"
"Daha sonra, başkasından öğrendim."
"Kimden öğrendin yağmur?"
"Kimden öğrendiysem öğrendim, sanane?"
"Yağmur yapma böyle, ben senden birşey saklamıyorum, aramızda gizli saklı olmasın bak."
"Aramızda gizli saklı yok, sadece şuan bilmene gerek yok."
"bir gün bilmeme gerek olacak mı?"
"Hayır."
iyice sinirlenmiştim, "bırak ya" dedim, arkamı döndüm gidecektim, yağmur tuttu bu sefer.
"igu bana bak, ben de seni seviyorum tamam mı? herşeyi kendi açından düşünmeyi bırak."
"Söylediklerin hiçbirşey ifade etmiyor Yağmur!" artık bağrışmalarımız duyulabilirdi, birazdan damlardı ergenler.
"Çok mu istiyorsun kimin söylediğini bilmeyi?"
"Hayır, vazgeçtim zaten, söylemeyeceğini biliyorum!"
"Asilkan söyledi!"
"Ya bırak ya!" dedim, dönüp gitmeye yeltenmeden duraksadım zaten. mal mal baktım yağmurun yüzüne. doğru olamazdı duyduğum, tekrar sormak istiyordum. asilkan mı? demek istiyordum. ama yağmurun gözleri izin vermiyordu. Yağmur devam etti;
"Değdi mi şimdi bu kadar bağırdığına, kırdığına?"
"Ben seni kırmak istemedim."
"Ama bu kırdığın gerçeğini değiştirmiyor." dedi ve çekti gitti. bu sefer tutamadım kolundan. zaten asilkan kurcalıyordu beynimi, çocuğun iyi birisi olduğunu orada anladım. ama nereden tanıyordu beni, neden bana yardım ediyordu? ilk önce kafam çıkar ilişkisine gitti, belki gizemi o da seviyordu. arkadaşının eski sevgilisiydi ama olabilirdi. belki yağmuru bana daha düşkün yaparak, gizemle ilgilenmemi engelleyecekti. hiçbir taku anlayamıyordum. sonraki birkaç ders sessiz kaldım, yine rutin bir yolculukla eve döndüm. sonra tekrar düşüncelere daldım. sanırım birgün ölürsem, düşünmekten ölecektim...
_____________________________
Tümünü Göster