1. 1.
    +3
    Adım 4: Şefkatinle, erdeminle karşıdakini ez. istesem yapardım ama yapmadım de.
    - Şimdi bana böyle suçlamalarla geliyorsun ama ben istesem o vazoyu 20 kere kırardım. Her gün evdeyim, vazoyla baş başayım. Madem böyle hasmane bir tavrım var neden kırmadım? istesem kırardım hatta yok ederdim. Ama yapmadım. Şahsi olarak vazoyla her konuda ayni fikirde olmasam da yapmadım, çünkü ben senin düşüncelerine saygı duyuyorum. insanların vazoyu sevme hakki benim için kutsal. Vazoyu vazo olduğu için değil yaradandan dolayı seviyorum. Ben bu evde vazoların teminatıyım.

    Bu tekniğin gerçek hayattaki örnekleri şöyle:

    Bunu sadece Erdoğan değil, tüm parti kullanıyor aslında. Güncel örnekleri “Gezi olaylarında, istesek interneti keserdik, kesmedik.” veya Melih Gökçek’in dediği “Sizi bir kaşık suda boğardık ama kahretsin ki demokratız.”

    Adım 5: Soruyu asla cevapsız bırakma. Soruya “varsayalım dediğiniz doğru” şeklinde cevap ver. Bunun olasılığını kabul et ve bu olasılığa karşı da sorumlu bir şekilde davrandığını göster.
    - Varsayalım dediğin doğru. Vazonun başına söylediğin şeyler geldi. Bu her şeyin benim yüzümden olduğunu mu gösterir? Pencereler ceyran yapmış, kedi koşarken vurup kırmış olabilir. Ben bunların araştırılması için komşunun oğlu Mustafa’ya gerekli talimatları verdim. Dünkü rüzgârın hızını araştıracak, kedinin davranışlarını inceleyip bana rapor verecek. Eğer bir yanlış tespit edersem o kediyi önce ben cezalandırırım. O pencereleri önce ben tamir ederim. Her şeyi takip ediyorum, her şeyi evimiz için, evimizin güzelliği, ferahı için yapıyorum.

    Bu tekniğin gerçek hayattaki örnekleri şöyle:

    “Polisin Gezi Parkı olaylarında aşırı gaz kullanmasıyla ilgili şikâyetler var, doğru. Bunların incelenmesi için gerekli yerlere talimat verdim. Eğer böyle bir şey varsa, incelecek, gereği yapılacak. Böyle bir şeye izin vermeyiz, veremeyiz.”

    Adım 6: Soruyu soranın bu konudaki samimiyetini sorgula.
    - Şimdi bir de şöyle bir nokta var. Salondaki vazo, dünyada ilk defa yeniden düzenlenen vazo değil. Madem vazolar konusunda böyle bir hassasiyetin var, alt komşunun vazoları, hem de 1 değil tam 2 vazosu, oğlu tarafından kırıldığında neden tepki göstermedin? O zaman neredeydin? Ya da taşınırken seramikleri kırılan Ayşe teyzeyle birlikte neden gözyaşı dökmedin? Bu vazonun farkı yalnızca benimle ilgili olması mı? Burada amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Vazo bahane.

    Bu tekniğin gerçek hayattaki örnekleri şöyle:

    “Madem ağaçları bu kadar seviyorsunuz, ben orman arazisinin içine üniversite yapılmasın diye yırtınırken neredeydiniz? Neredeydi bu kalabalıklar?”
    “Madem basın özgürlüğü diye bu kadar yırtınıyorsunuz, 28 Şubat döneminde neredeydiniz?”
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster