+1
ertesi gün okula gittiğimde yağmur yoktu okulda. zaten tereddüt ederek gitmiştim, o şerefsizler de zaten tip tip bakıyordu. oturdum sırama yağmuru bekledim, gelmedi. merak ediyordum, dedim birşey olmuş olmasın o kadar ulu orta el ele tutuştuk. abisi de vardı 4 yaş büyük. çıktım sınıftan, okuldan çıkıcam kafamda var. aşağı indim bi baktım önümü kesti birisi. tanımıyorum, daha önce görmedim.
"Sen yağmura mı sarkıyon lan yavşak" dedi bir tane geçirdi. feleğim şaştı zaten. yere düşmedim ama sersemledim, yağmurun abisi olduğunu anladım, karşılık veremezdim, versem de giberdi zaten.
"Yok abi, sarkmıyorum vallaha bak, sevgiliyiz biz." dedim, daha mı kötüleştirmiştim durumu bilmiyordum. yağmur geldi aklıma, okula gelmedi, birşey mi yaptı ona da diye. bir yumruk daha geçirdi zaten onu duyunca sinirlenip sonra birşey soramadan hocalar ayırdı, okuldan falan attılar. ben de çıktım o arada okuldan o gitmeden koştum önden, yağmurların evine vardım. çaldım kapıyı, yağmur açtı, ağzımı burnumu kan içinde gördü, onun birşeyi yoktu, rahatladım. yağmur telaşlanmıştı hemen içeri çekti beni.
"Abim mi yaptı?" diye sordu telaşla. başımı salladım.
"Biliyordum, böyle yapacağını. Nefret ediyorum ondan!" ses tonunda hem üzüntü hem nefret vardı.
içeriye gidip ıslak bir bez falan aldı, geldi yüzümü sildi sonra yanıma oturdu. abisi gelebilirdi her an, gitmem gerektiğini hissediyordum.
"Ben, sana birşey yapıp yapmadığına bakmak için gelmiştim." dedim,
"Hayır yapmadı, yapamaz da zaten, ama eğer seni burada görürse bu sefer öldürür. komşular söylemiş akşam anneme o da yetiştirmiş hemen."
Doğruldum, "tamam ben gideyim o zaman." dedim, o da doğruldu ben kapıya doğru giderken elimden tuttu döndürdü beni. direk dudaklarıma yapıştı, ilk kez öpüşmediği belliydi ama umrumda da değildi. sonra geri çekildik, ileri gitmedik. ben de çıktım dışarı, okula gittim tekrar. sonra vazgeçtim eve gittim. bu sefer annem anlamadı kavga ettiğimi, ders boştu geldim dedim. yattım sonra da. ertesi günlerde pek birşey olmadı yağmur görüşmüyorum artık onunla demiş. okulda buluşuyorduk başka zamanlarda dışarı çıkartmıyorlardı artık. okul çıkışlarında da bir yarım saat takılmaya başladık. tabi bu sırada serserilerle bakışıyorduk, ufak tefek tartışmalar yaşıyorduk zaten kin dolulardı bana. ama asilkan sanki bana hak veriyordu. bir gün yağmur okula gelmediğinde ders boştu yine, kantindeydim. gizem çıktı geldi ben baktım ona o da beni gördü. çekti sandalyeyi oturdu karşıma, şaşırdım. poğaça yiyordum yine, kağıdı ortaya sürükledim. üstünde poğaçalar vardı, aldı bir tanesini ucundan ısırdı sonra tekrar bıraktı kağıda. bana bakıyordu, birşey demesini bekliyordum. şunu ekliyeyim gizem yağmurdan kat kat güzel bir kız. ama nasıl biri olduğu belli değil, yağmurun iyi birisi olduğundan emindim. gizem lafa başladı,
"gözükmüyorsun uzun zamandır?" laf açmak için söylediği belliydi, neden gözükecekmişim? çok mu muhabbetimiz vardı sanki? hem hep okuldaydım. herhalde kızla takıldığımı farketti ondan diyordu.
"Buralardayım hep?" dedim.
"Ben de buralardayım hep." dedi, muhabbetin ilerlemeyeceğini anladı. derince nefes aldı, devam etti.
"Aslında okula geldiğinden beri ilgimi çekiyorsun. aslında o günden beri." dedi, o gün derken neyi kastettiğini ikimiz de biliyorduk. sevgilim olduğunu bildiğine emindim, birşey mi planlıyordu? ben ne diyeceğimi bilemedim öylece kaldım. o devam etti,
"açıkça konuşmamı mı bekliyorsun?"
"Hayır, şaşırdım açıkçası." söylediklerine bir iki saniye geç cevap veriyordum, düşünerek konuşmak istiyordum. bir hata yapmamalıydım.
elindeki poğaçayı bıraktı, elimdekini aldı ve ısırdığım yerden ısırdı. bir an gerçekten ergenler arasındaki biyolojik öpüşme muhabbetini yapacak sandım. neyse ki yapmadı. yürüyordu resmen bana kız. tabi onu yaptıktan sonra kendine güvenen bir tavırla kantinden çıktı. daha önceki yürüyüşünü biliyorum, zütünü bu kadar abartılı sallamazdı. amacı neydi bu malın? benim beyin yine karıştı zaten. aslında kolay yolu vardı, aşağıdaki beyinsize devredebilirdim olayı. ama o zaman daha da taka saracaktı sanırım. erkeğiz biz düşünmek zorluyor arkadaş işte. yapmayın şöyle şeyler. bizim yerimize seçimleri başkası yapsa olmuyor mu? ya da seçme hakkı tanımasanız? okul bitişine kadar sınıftaydım, bir daha dışarıya çıkmadım. çıkışta gördüm, arkadaş grubuylaydı bana bakıp kikirdediler falan. umursamıyormuş gibi davrandım yoluma devam ettim. "kuğul" görünme çabalarına bürünmedim ama. benim doğamda vardı, umursamaz gibi görünürdüm, en değer verdiğim kişilere bile. sonra da eve gittim yattım. normalde aşk acısı çekince uyunmaz mıydı çok. ben ikilemde kaldımmı uyurdum. rüyalarım yardımcı olacak sanıyordum herhalde, ak sakallı dede çıkıp bir yol gösterse fena da olmazdı ha. e tabi olmadı, zaten bi kere rüyama girdi, at ismi verdi bi tane. at yarışıyla, iddaayla falan hiç alakam olmazdı. gittim ata verdim parayı. sakalını gibtiğim cenabeti nasıl bir at beğendiyse at sondan ikinci geldi. gitti tüm para. o günden beridir eminim zaten girerse dediklerinin tersini yapıcam.
Tümünü Göster