0
sürekli bir tecavüz kültürü üzerinden bu kadınların aşağılanmasını da sindiremiyoruz! tecavüz edilmiş insan, dilsiz insan, sağır insan, birtakım engelleri olan insanlar “bağırmamış, rızası var” diyerek; senetle sepetle gelin olarak bedel karşılığı satılmaktayken hâlâ; kimse çıkıp “kadına haklarını teslim ettik(!), cennet anaların ayağı altındadır(!)” gibi söylemlerde bulunmasın!
17 bin faili meçhulün temsilcisi olarak o cumartesi anneleri toplanıyor. kaç haftadır toplanıyor o kadınlar? (- evet) berfu ana neyin simgesiydi; evladını yitirmiş bir anne olarak kadın değil miydi? diğerleri öyle değil miydi?
istiklal caddesi’nde “turistlere kötü görünüyor” diyerek, “çirkin görünüyor” diyerek saçından sürüklendi bu insanlar bu ülkede!
bunu istemiyoruz artık! istemiyoruz, kabul etmiyoruz! biz uzun süredir kabul etmiyorduk; şimdi daha geniş kitleler de kabul etmiyor… çünkü biz birlikte olduğumuz zaman, ayrışmadığımız zaman hedeflere ulaşabileceğimizi daha net görebiliyoruz, bu eylem sayesinde.
parmakları kestiğinizde ortalıkta bir yumruğunuz kalmaz; parmakları kestiler yıllar yılı!
yani, o kadınlara yapılan zulümlere hepsinin karşısında biz redhack olarak duracağız; yalnız olmadığımızı, çok ciddi bir ailemiz olduğunun da farkındayız biz. hiçbir zaman da o kadınların ezilmesi karşısında sessiz kalmayacağız. bakın, işin özü nedir biliyor musunuz, lale hanım(?):
“eşit bireyden korkmaktır!” “eşit olmaktan korkmaktır!”
bütün bunların altında böyle bir zihin coğrafyası yatmaktadır. “ermeni beni sevmiyor”, “pomak beni sevmiyor”, “çerkez beni sevmiyor”, “arap beni sevmiyor”, “kürt beni sevmiyor”… “türkün türkten başka dostu yoktur” diyorlar.
sen eğer anzaklarla, çanakkale’de savaştığın anzaklarla dost kardeş olmayı başarıp kürt halkıyla başaramıyorsan; bir ermeni dışlaması yüzünden milli maçta “ayağa kalkmayan ermeni olsun” diye tezahürat yaparsan; trabzon valisi gibi hes protestolarına, o güzel insanlara, o fırtına vadisi’ne sahip çıkmak, artvin-hopa’da doğasına sahip çıkmak dışında suçu olmayan insanlara “rum tohumu” dersen; bugün alevileri “kızılbaş” diye dışlarsan; bugün dünyanın en özgür halkı olduğuna inandığımız çingenelere “çingen” deyip sulukule’yi kentsel dönüşüm rantiyesi için ellerinden alırsan; sen eşcinsellere, onların yönelimlerine, -tercih demiyorum lale hanım, lütfen dikkat edelim buna çünkü eşcinsel arkadaşlarımız, gay’ler, lezbiyenler, transciksüeller uyardı, onlar öğretti bize bunu. biz biraz yabancıydık bu jargona, dediler ki, “bizim önümüzde sarı, kırmızı, mavi seçeneklerimiz yoktur, biz elimizde olmadan yöneliyoruz, bu istekler bizim içimizden geliyor, lütfen dile getirin- e şimdi gezi direnişi esnasında bizim arkadaşlarımıza, dostlarımıza pansuman yapmış insanların bu dileğini, bu isteklerini sizin vasıtanızla dile getirmekten de gurur duyuyoruz.
biz artık bu dışlamadan ve saygısızlıktan yorulduk.
- evet, biraz da çocuklara değinelim mi? çocuk işçiler, çocuk gelinler var türkiye’de binlerce, onbinlerce.
+ lale hanım, yani biz açıkçası çok inanmıyoruz(!) ama bu ülkenin türkiye istatistik kurumu adı altında bir kurumu var. (- evet) birtakım istatistikler yayınlıyorlar. biz bu berileri baz alarak dahi 1 milyondan fazla çocuk işçinin bu ülkede yaşadığını biliyoruz, halkımız da bilsin ve sessiz kalmasınlar. hiçbir güvencesi olmadan 1 milyon çocuk işçi var. çok küçük yaşta senetle sepetle alınıp satılan çocuk gelinler vakası var ama ciksenli yıllarda sezen aksu’nun “ünzile insan dölü, on kardeş biri ölü” diye dile getirdiği o çocuk gelinler, çocuk yaşta gelin edilen kızlar için sesimizi yükseltmek zorundayız biz. 16 yaşından küçük kimselerin herhangi bir güvencesi varmış gibi, bu iktidar döneminde, 16 yaşından gün almışların ölüm riski olan işlerde çalışmasının önündeki engelleri tek tek kaldırdırlar, resmi gazete’de yayınlandı. 16 yaşından gün almışsanız ölebilirsiniz, ölüm riski olan işlerde çalışabilirsiniz. sanki 10 yıl boyunca 12 binden fazla insan iş kazalarında hayatını kaybetmemiş gibi, sanki bu kanunun, bu tasarının yasalaştığı gün serkan (onkaimeon: serkan altunay, bolu’da inşaattan düşerek öldü mart ayında) inşaattan düşüp ölmemiş gibi; sanki gezi direnişi esnasında akm’de (kesilmiş burası)4. kattan, akm’nin dördüncü katından düştü (onkaimeon: celal kırmaz, hurda toplarken düştü). yani bütün bunların arasından geçip geliyoruz biz.
unutmuyoruz! unutmayacağız, unutturmayacağız, herkes unutanlara hatırlatacak, başka türlü kurtuluşumuz yok bizim!
Tümünü Göster