1. 1.
    0
    orada duruyor işte bu röportaj, durduğu yerde duruyor.

    insanlar boş kağıtlarla bizim aleyhimizde propaganda yapmak için televizyona çıkıp jöleli saçlarıyla kalkıp birtakım isnatlarda bulunuyor. e biz bu hacker’ların kıbrıs’larda yaptıkları toplantıları da biliyoruz. onlar çaylarla, keklerle, şiltlerle, plaketlerle ödüllendirilirken redhack halkın yanında durduğu için, halkın menfaatlerini gözettiği için terör listesinde!

    e sonradan vazgeçtiler, “yahu bunlar terörist değilmiş ya” diye. yani, bizim bu listeleri, bu yaftaları ciddiye aldığımızı zannediyorlar belki ama korkarım, çok ciddi bir yanılgı içerisindeler halihazırda.

    - biraz da isterseniz sizin yine sosyal medyadaki gücünüzü biliyoruz. sosyal medyayla ilgili, bu son dönemde taksim gezi parkı eyleminde gözaltına alınanları konuşalım (+ beni duyuyor musunuz?) gerçi komik bir durum. yine türkiye bir dünya tarihine geçti. (+ bir ara bağlantı kesildi lale hanım, soruyu tekrar alabilir miyim?) ileteyim; hazır sosyal medya demişken, sizin oradaki gücünüz belli ama özellikle bu son taksim gezi parkı eyleminde, buradaki haberleşmeden dolayı meydana gelen rahatsızlık nedeniyle gözaltılar oldu, yine türkiye de dünya tarihine bir kere daha bu şekilde geçmiş oldu. bu konudaki görüşlerinizi de almak isterim.

    + yani, fazıl say bir tweet attığı zaman suç: “halkı yönlendiriyor, halkın manevi değerlerine hakaret ediyor”, utanmasalar ömer hayyam’ı da onunla beraber yargılayacaklardı, biliyorsunuz.

    izmir’deki gözaltılarını gördük.

    bugün, devletten yana tavır aldığını söyleyen hacker’ların tehditlerine maruz kaldı bu insnalar. sosyal medya üzerinden bir çekişme yaratılmaya çalışıldı. ama halk öyle kenetlenmiş vaziyetteydi ki, kendilerine yapılan hakaretlerin ciddi bir kısmını sineye çektiler, barış ortamı, huzur ortamı bozulmasın, diye. itidalli davrandılar. e organize olmaya çalışıyorlar sosyal medya hesapları üzerinden. linç girişimleri organize eden hesaplar var, görüntüler var, yazışmalar var elimizde. e bunlarla ilgili hiç kimse harekete geçmiyor!

    yani, sürekli bir şey mi var: “benim hacker’ım, senin hacker’ın… benim adamım, senin adamın” mı var? yani, eğer direnişçilerden yanaysa hacker, halktan yanaysa tukaka, kötü, lanetlenesi, ötekileştirilesi… eğer direnişçilerden yanaysa birtakım sosyal medya hesapları, fenomenler, güçlü hesaplar bunlar kötü insanlar, bunlar dışlanan insanlar.

    “devlet bizim yanımızda!”

    e izmir’de, gündoğdu meydanı’nda, alsancak’ta insanları dövenler de kendileri, bundan cesaret almadılar mı? “ya polis nasılsa yanımızda” deyip akp il gençlik kolları başkanı kalkıp eline sopayı alabilecek kadar fütursuzca davranabiliyor. hatay’da aynısı oluyor. dersim’de elektrikleri kesip birtakım komploların içerisine girmeye çalışıp ama hiçbir şekilde tutturamayan insanlar var. gazi’de insanlara saldırdılar, sarıgazi’de saldırdılar, maltepe’de saldırdılar, bakırköy’de saldırdılar.

    bu insanlar, sokağa çıkmayan %50 mi sayacağız? biz bunun istatistiğini tutturamıyoruz. bunlar sokağa çıkmayan %50 mi? yani 2911 sayılı kanuna muhalefetten, izinsiz gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefetten yargılamaya kalkıyorlar insanları, twitter üzerinden yargılamaya kalkıyorlar insanları; peki, dün atatürk havalimanı’ndaki gösteri 2911’e uygun muydu?

    yani başbakan bilgisayar kullanan gençlik istiyor ama ak parti’nin daha çok sms’le haberleştiğinin bilgisi var elimizde. biz bir de anlamıyoruz yani; bilgisayar kullanan gençlik söylemini hiç düşürmüyor dilinden başbakan ama biz bilgisayar kullanımında pek fena sayılmayız aslında * (- evet)

    bizi sevmiyor! tuhaf bir şekilde, biz bilgisayarda fena değiliz ama bizi sevmiyor!

    - peki bu gezi parkı eylemindeki gençlik sizi şaşırttı mı? aslında siz onlarla sürekli iletişim halindesiniz ama uzunca bir süredir “bu türk gençliğine ne oluyor, bu kadar baskılara rağmen sesi soluğu çıkmıyor, apolitik bir gençlik” söylemleri vardı; ne düşünüyorsunuz, türk gençliği için?

    (uzun bir reklam arasından sonra bağlantı devam ediyor)

    şunu da sormak istiyorum ben, biliyorsunuz bu taksim gezi parkı’yla ilgili bir gelişme de üçüncü köprüydü. üçüncü köprünün temeli de atıldı, bu köprünün istanbul’a ne getireceği ne zütüreceği tartışılırken bir yandan da yavuz sultan selim adı tartışıldı, aleviler tarafından özellikle tepkiyle karşılandı, bunun için ne söyleyeceksiniz?

    + aslında alevilerin tarih boyunca, anadolu alevilerinin uğradığı zulümleri biz tek tek sıralamaya kalksan muhtemelen yeni bir program yapmak zorunda kalırız.

    yani, hürrem’in dekoltesini kendine dert edenlerin, muhteşem yüzyıl’ın başka bir karakteri olan ebussuud efendi’nin ve yavuz sultan selim’in yaptığı alevi katliamlarının yaratacağı hassasiyeti dikkate almamalarının bir gerekçesi olmalı!

    neden bu köprünün adı istanbul aşığı bir şairin adı olmuyor? neden bu köprü direnişin sembolü olarak anadolu yakasından avrupa yakasına direnişçilere destek vermek için geçen insanlardan bir tanesinin adı olmuyor? neden bu eylemler esnasında hayatını kaybetmiş insanlardan biri olmuyor? neden anadolu’nun yetiştirdiği büyük ozanlar, dünyanın tanıdığı mevlana olmuyor; yunus emre olmuyor?

    neden bu tarz bir hassasiyetin ısrarla kaşındığını biz de bilmek istiyoruz!

    elimizde olsa bu köprünün ismini, bu saydığımız isimlerden biri olmasını isteriz. abdullah olsun, abdullah cömert köprüsü olsun, cömertliğe vurgu yapılsın, direnişe, gençliğe vurgu yapılsın.

    nasıl adana’daki polis memuru baba olamayacaksa, çocuğunun doğduğunu göremeyecekse abdullah da göremeyecek!

    bu zulümlerin bittiğine dair bir işaretin sembolü olsun üçüncü köprü, mutlaka yapılmak zorundaysa!
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster