kızılkayalar

35 yıllık esnaftır. ama özellikle 90lar sonu 2000 başında taksim eğlence kültürünün sistemi oturunca, liseliler bilmez dönemin istanbul life dergilerinde, gazete pazar eklerinde kültürel faaliyetler arasında gösteriliyordu. taksim akşam oturmaları, içmelerinden sonra eve gitmeden önce bir ıslak atmak deyimi ile bayat ekmek ve artan sostan ürettikleri, maliyeti sıfır ıslak hamburger ile gençlik arasında yer etti. meşhur oldu, zengin oldu, bağdat caddesine vs. şubeler açıldı. ünlüler ile boy boy fotoğraflar. yıllarca gözümüze soktular. levent kırca da gelmiş, ibrahim tatlıses de, savaş ay da...
malum olaylar patlayınca, alkol kullanan, yabancı lise, özel üniversite gençliğinden, turistten züt kadar dükkanda kazandığı milyon liraların verdiği güvenle ve iktidar yalakalarına katılarak, başbakanın 'ülkenin bağırsaklarını temizlemek' deyimini kullanarak hedef kitle müşterisini kastetmiştir. maksat daha müslüman bir ülke olmaktır. tabi bununla bir alaka kuramayan, kalbi kırılan çapulcu milleti de tepkisini dükkanları dağıtarak göstermiştir.
servet kızılkaya, kepenkleri kapalı dükkanda 'yazılanlarla alakamız yoktur' yazan yazının üstüne tükürdüm ve bir müslüman olarak tövbe ettim. bir daha zütümden gibseler ne beni ne de hiç bir tanıdığımı kızılkayalar ın kapısından içeri sokmayacağım.

edit: haziran ortalarında bağdat caddesindeki bir yürüyüş sırasında kızılkayaların varislerinden birisiyle konuştum. bana, bu yapılanlar doğru mu dedi? evet dedim. üstüme yürüdü. biz 80 zamanında solcuları da koruduk. o züt kadar dükkana sığındı hepsi. dükkanın önüne tank geldi tank! diye bağırdı. bende dedim eyvallah. e peki bugün niye korumadınız? tank da yok solcu da dedim (gerçek hak savunucusu apolitik gençlikten bahsediyorum) cevap veremedi o sırada dükkanın önünde eylem vardı oraya gitti.