1. 1.
    +3
    Herkesin kafası karışık, bu Gezi Parkı olaylarının da
    Arap Baharı'nın uzantısı olduğu, dış destekli olduğu,
    Türkiye'yi karıştırmak için başlatıldığı şüphesi var
    kafalarda. Ne yalan söyleyeyim bende de vardı bu
    şüpheler, ta ki orada toplanan kitleyi görene kadar.
    Avradını gibtiğimin televizyonları yüzünden Yozgat'ta
    oturan adam bu olayların "Anarşi" olduğunu
    zannediyor. "Polise taş atarsanız tabi polis de sizi
    coplar, oh olsun" diyen de var. Size olayların bizzat
    tanığı olarak gördüklerimi anlatacağım, sonra büyük
    resmi de beraber değerlendirelim kaynatasızlar.
    31 Mayıs günü Teşvikiye'de işim vardı, eylemlere
    katılma fikri yoktu kafamda. Dışarı çıktığımda yolların
    kapalı olduğunu gördüm, biber gazı da vardı havada.
    Önümden "Hükümet istifa", "Tayyip istifa" diye slogan
    atan -göz kararı- bin kişilik bir grup geçti. Polis biber
    gazlarını daha da arttırmaya başladı. insanlar artık
    gazdan o kadar bunaldılar ki kaldırımdan yürüyenler de
    gruba alkışlarla destek vermeye başladı, hatta grubun
    arasına katılanlar da oldu. Polis daha da arttırdı biber
    gazını. Biber gazının tek sebebi bu insanların
    "Hükümet istifa" diye bağırmalarıydı. Polis insanların
    üzerine yürüyüp, gaz bombası atmaya başladı, epey bir
    karambol oldu. Yani o karambolde biri ölse, biri kör
    olsa, sorumlusunu bile bulamazsın. Ben bir süre daha
    gruba katılmadım, polis bu grubun çok uzağında yolda
    yürüyen insanların üzerine de biber gazı sıktı. Onları
    da gördüm. Yürüyüş yapan insanlara biber gazı sıktı
    demiyorum bak, onu geç o zaten Allah'ın emri (haşa
    ehehe). Yürüyen diyorum. Kendi hâlinde yolda yürüyen
    adama biber gazı sıkıyordu polis. "Allah Allah" dedim,
    "Yürüyen adama biber gazı sıkmak nedir? Polis bunu
    bilerek, insanları kutuplaştırmak için mi yapıyor?" diye
    düşündüm.
    Aynı günün akşamı Taksim ve Harbiye arası bir
    yerdeyim, o uzun caddenin adı ne dıbına koyim,
    Osmanbey'e giden hani. O caddede binlerce insan vardı
    o gece. Sadece slogan atılıyordu, binlerce insan
    "Hükümet istifa" diyordu. Ne bir partinin, ne bir siyasi
    fikrin egemenliği vardı orada, belki de hayatında daha
    önce hiçbir eyleme katılmamış insanlar vardı orada.
    Senin komşun, benim amcam, sınavdan bir gün önce
    yanına gelip "Ders notu lazım mı hacı?" diye soran
    arkadaşın vardı orada. Yılların birikimini kusuyordu
    insanlar "Hükümet istifa" diyerek. Polis üzerimize
    mütemadiyen gaz bombası fırlatıyordu, yine de orada
    durup slogan atıyorduk. Polise karşılık verilmedi, zaten
    verilmemesi de lazım. Önemli olan, orada bulunan
    insanların da bunun farkında olmasıydı. Ambulansa
    yol vermeyen arabayı azarlayan insanlar vardı o gün
    orada.
    Ertesi gün (gündüz) Beşiktaş ve Taksim'de yine
    kalabalık toplanmıştı. Sadece slogan atılıyordu.
    Beşiktaş'ta Çarşı'nın en önde yürüdüğü bir grup ve
    arkalarındaki bin kadar kişi slogan atıyordu. Yoldan
    geçenler gülerek ve alkışlayarak destekliyordu bu
    insanları. Gündüz Beşiktaş ve inönü o kadar güzeldi ki,
    insanlar o kadar renkliydi ki, hani ilhan Mansız
    Senegal'e gol atınca hissettiğin o gururla karışık sevinç
    var ya, onu hissettim orada. Havadaki tek yoğun gaz
    kitlesi köftecilerin dumanıydı, biz de aramızda makara
    yaptık "Köfteciler orantısız güç kullanıyor amağa
    goyim" diye. Çünkü ortada polis yoktu, yalnızca kul
    hakkı yiyip müslüman geçinenlere karşı toplanan
    insanlar vardı. Taksim'e çıktık, yüzü peçeli beş veya
    altı tane ağır huur çocuğu park hâlindeki polis
    arabasını parçalayıp deviriyordu. Bunlara karşı
    çıkanlar, laf atanlar, yanlarına gidip engel olmaya
    çalışanlar vardı. Başka da hiçbir olay olmadı 1 Haziran
    gündüzü Taksim ve Beşiktaş'ta. Çünkü polis yoktu,
    olsa da saldırmıyordu.
    Biz Taksim'deyken Beşiktaş'ta olaylar başladı. Orada
    bulunan arkadaşımdan aldım haberleri, polis durup
    dururken insanlara gaz bombası ve şu portakal gazı
    olduğu söylenen, nefes almayı güçleştiren ve mide
    bulandıran gazdan atmaya başlamış. Hatta polis ilk
    saldırıyı öyle bir zamanda yapmış ki, o sırada insanlar
    slogan bile atmıyorlarmış. Tam rehavet anında, tek
    suçu meydana inip tepkisini sözlerle göstermek olan
    insanlara gavura saldırır gibi panzerlerle saldırmaya
    başlamış polis. Dün akşam yine Beşiktaş'ta olaylar
    oldu. Yani ne zaman polis insanlara saldırdı, o zaman
    olay oldu. Tayyip Erdoğan bugün televizyonda
    "Dükkanları yağmalıyorlar, bu mu çevrecilik?" dedi.
    Size Allah'ım üstüne yemin ederim ki ben günlerdir
    sokakta olmama rağmen öyle bir kitle görmedim.
    Şimdi size şu kadarını söyleyeyim, ortada bir
    provokasyon varsa eğer bunu yapan polistir. Daha
    doğrusu polise o emri verenlerdir. Bu ülkeyi idare
    edenler ya tüm olayların polis yüzünden yaşandığını
    bilemeyecek kadar cahil, ya da kendi aleyhlerinde
    hiçbir söz söylenmesini kabul edemeyecek kadar
    kibirliler. Ben o kadar da cahil olduklarını
    düşünmüyorum, bunun adı resmen kibir.
    Yoldan geçen kendi hâlindeki vatandaş, polisin neler
    yaptığını bizzat görünce sinirlenmeye başladı. Belalar
    okumaya başladı. Reyhanlı'da da "Hükümet istifa" diye
    bağırıyordu insanlar geçen haftalarda, hatırladınız mı?
    Çünkü bu insanların bizzat canı yandı. işte sorun şu ki,
    insanlar bunları bizzat görmedikçe tepkilerini dile
    getirmekten çekiniyorlar. insanların bir kısmında öyle
    bir korku hakim ki, öyle bir "Aman tadımız kaçmasın Ali
    Rıza Bey" tribindeler ki... Kimseye karışmazsam bana
    bir şey olmaz diye düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz
    güzel kardeşim. Dün Mehmet'e olur, bugün Hasan'a
    olur, yarın bakarsın sana da olur. Bugün sırf "Tayyip
    istifa" diye bağırdığın için kafana gaz bombası,
    vücuduna plastik mermi yiyorsan, yarın öbür gün
    hakkını araman gerektiğinde neler yersin neler.
    Şimdi bu olayların Türkiye'yi karıştırmak için
    başlatıldığı söyleniyor. Bak hacı, o sokağa çıkan
    insanlar durumun gayet de farkındaydı. Ben insanlara
    olan umudumu tam kaybetmek üzereyken, bu kadar
    aklı başında ve bu kadar cesur bir kitle gördüm
    meydanlarda. O kitle de halktı, halk. Devlete
    saldırılmaması gerektiğini gayet de iyi biliyor bu
    insanlar, kimsenin zerre kuşkusu olmasın. Bizim
    ülkemizde Müslüman Kardeşler gibi, Özgür Suriye
    Ordusu gibi silahlanıp devlete saldıracak bir örgüt var
    mı ulan? Hatta günlerdir beraber kolkola yürüdüğüm o
    adamların kafasına silah dayasan, taşaklarını ceviz
    kıracağına sokup patlatmakla tehdit etsen, yine de
    yapmazlar öyle bir şeyi.
    Hükümet yalakası olanlara lafım yok. Onlar "biz buyuz"
    diyorlar. Yiğit Bulut attığı tweet ile Ergenekon'u
    sorumlu tuttu bu olaylardan mesela. Kendisi de
    inanmıyor söylediklerine. Bunlara ben söyleyecek söz
    bulamıyorum açıkçası, bunlar güce tapanlar, onu
    anladık. Ama sen güzel kardeşim, sen kafası karışık
    kardeşim, korkma. Ben sokaklarda umut gördüm. Bilinç
    gördüm.
    Televizyona Allah rızası için inanmayın. Bu olayları
    sadece Halk Tv verdi. Onlar da ara sokaklarda
    yaşananları görüntüleyemedi. Yani Halk Tv'de
    gördüklerinizin eksiği vardı, fazlası yoktu. Bu iş öyle
    size yutturmaya çalıştıkları gibi canı sıkılan üç beş
    marjinalin heyecan arayışı değildi, halkın "Artık yeter!"
    diye
    haykırmasıydı.
    Bu olaylar manipüle edilebilir mi? Elbette edilebilir. O
    ihtimal var. Fakat günlerdir "Biz daha ölmedik!" diyen
    bu insanlar, eminim ki buna da izin vermeyeceklerdir.
    insanlara temiz suyu temiz borularla ulaştırmanız
    gerekir. Suyun pisse boruların temiz olması bir gibe
    yaramaz. Suyun temizse ve boruların pisse, bu sefer de
    suyun tüm temizliği çöpe gider. Size şunu söyleyeyim
    ki bu işin suyu temiz, kaynağı temiz. Bu bir halk
    hareketiydi, her hükümet karşıtı protestoyu çok güçlü
    dış odaklar planlayacak diye bir kaide yok. Bu
    topraklarda yaşayan aslan gibi insanlar var.
    galeyana gelip polise saldırılırsa, taşkınlık çıkarılırsa,
    işte o zaman borular kirlenir. Aman dikkat.

    Çok güzel insanlar var, çok. Selametle.i
    ···
   tümünü göster