1. 51.
    0
    imam-ı Azam Ebu Hanife daha küçük bir çocukken bile çok zeki, akıllı ve bilginmiş. Onun yaşadığı Bağdat şehrine inançsız bir adam gelmiş "Kim bana ALLAH'ın varlığını ispat edebilir?"demiş. Oradakilerde imam-ı Azamı göstererek "Sana ALLAH'ın varlığını bu küçük çocuk bile ispat edebilir"demişler. Sonra adam herkese tepeden bakıp kasılarak, bilginlik taslayarak ve ordaki yüksek bir kürsüye çıkıp oturarak "Hadi bakalım ispatlada görelim"demiş ve imaı Azamda "Benim kitaplarım evde kaldı. Gidip onları getireyim önce"demiş ve "Peki" demişler. Neyse sonra imam-ı Azam gitmiş fakat uzun bir zaman geçmesine rağmen hala gelmemiş, herkesin sabrı tükenmiş, birazda pişman olmuşlar, keşke başkasını çıkarsaydık gibilerinden... söylemişler. Tabi bizim inançsız adamda kasım kasım kasılıyomuş "Nerede kaldı şu küçük bilgininiz?"deyip iyicene ordakilerin canını büsbütün sıkıyomuş.Ama herkes bu işin içinde bir anormallik olduğunu sezmekteymiş.Çünkü "imam-ı Azam dosdoğru bir insandır, yalan söylemez, sözünde durur, gelemeyeceksede mutlaka söyler yada haber gönderir... "diyolarmış. Bihayli zaman geçtikten sonra imam-ı Azama gelmiş ve inançsız adamda kasılarak sormuş "Nerede kaldın? yoksa ALLAH'ın varlığını ispatlıyamayacağından mı korktun?"demiş ve imam-ı Azama rahat bir şekilde "Hayır böyle bir korkum yok.Çünkü ALLAH'ın varlığını ispatlamak çok kolay bir konudur. Ancak benim gecikme sebebim vardır. Benim evim karşı kıyıdadır. Biliyorsunuz,Bağdatın ortasından kocaman bir ırmak akıyor. Karşıya geçtikten sonra büyük bir sel ve fırtına çıktı... Tekrar dönmek içinde ne bir sandal ne bir köprü kaldı"der ve inançsız adam sözünü keserek"Peki şimdi nasıl geçtin?"der ve imam-ı Azamda "Anlatıyorum" demiş ve devam etmiş "Geldim kıyıya bi baktım ki,kocaman kocaman taşlar kıyıdan yuvarlanıp atlıyor ırmağın içine. Yeni gelen taşta ötekinin üstüne, derken köprü ayakları meydana geldi,bu arada havada kendi kendine uçan uzun tahtalarda bu ayakların üzerine örtüldü. Arkasından çiviler yine havadan uçuşarak kurşun gibi saplanıp tahtaları ayakta tutturdular.O sırada kıyıda ki toprakta ayağımın altından kayarak bu tahtaların üstüne kapattı. Büyük ve rahat bir yol gibi, kocaman bir köprü meydana geldi. Bende üzerinden yürüyüp geçtim ve geldim"demiş. Tabi herkes şaşkınlık ve üzüntüyle bu sözleri dinlerken inançsız adamın keyfi büsbütün artmış ve "Yahu kardeşim küçük bir bilgin diye akılsız bir çocuk mu çıkardınız?Bir yığın saçmalk ile uğraştım vaktim yok benim... "demiş. imam-ı Azamda adama bakıp tane tane"Neresi saçma bu anlattıklarımın?"der... "Koskoca bir köprünün kendi kendine oluştuğunu anlatıp duruyorsun. Hiç yapan, çalışan olmadan köprü oluşur mu?demiş adam ve imam-ı Azamda "Peki bir köprü mü daha sanatlı yoksa dünya mı?"demiş. Adamda "Elbette dünya"demiş. imam-ı Azamda "Öyle ise dünyaya göre çok daha küçük ve sanatsız olan bir köprünün kendi kendine olamayacağını söylüyorsunda,bu muhteşem dünyanın nasıl kendi kendine oluştuğunu söylüyorsun? Köprüyü bir yapan vardır, ustasız olmaz diyorsun, doğru... Evet ama,bu dünyayı yaratan yapan olmalı değil mi?"demiş. Adamda keyfi kaçmış bir vaziyette"Peki, kabul ediyorumki,bu dünya kendi kendine oluşmamış.O'nunda yaratıcısı vardır".imam-ı Azamda "işte o yaratıcıda ALLAH"demiş.Ama adamın bütün kozları bitmemiş
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster