0
part 3
gece saat 3'e yaklaşıyordu, kafalarımız güzeldi, karşılıklı iki kanapeye yayılmış 4 kanka, gecenin kritiğini yapıyorduk. o manita şöyleydi, ötekisi böyleydi, sarışın amma kezbandı, esmer olan tam kaşardı derken mehtap'ın varlığını unutmuştuk.
tam geyiğin ayyuka çıktığı bir anda tiz bir ses muhabbetimizi bıçak gibi kesti: nerde bu it???
mehtap bizim bir şeyler gizlediğimizi düşünüyordu belli ki.
"ya mehtap neden böyle yapıyorsun?! engin ailesiyle işte, sorun ne?" diye yanıt verdim, bu sefer o tuhaf sessizliğin ve küstah sorgulama ortdıbının oluşmasına izin vermeyecektim.
"bırak yaa kankanız tabii, kollayacaksınız" dedi öfkeyle tıslayarak.
turan araya girdi "ne ima ediyorsun kızım? şüpehelendiğin bir şey varsa söyle"
mehtap turan'ın lafları üzerine kısa bir duraklama yaşadıktan sonra kahkahalarla gülmeye başladı.
şaşkın gözlerle birbirimize bakıyorduk. kız muhtemelen fazla içmişti saçmalıyordu.
kahkahası bitince "turan sen hakikaten geri zekalısın, süzme geri zekalı" diyerek yeniden histerik bir şekilde gülmeye başladı.
ortada neler döndüğünü anlamamıştık, ama turan fena bozulmuştu.
"ne diyorsun kızım sen ya, içme artık yeter kafayı buldun bize sarıyosun" diye çıkıştı öfkeyle.
mehtap bir anda ciddileşti. "selin seni niye terk etti turan?!" diye sordu alakasız bir biçimde.
herkes susmuştu. bir mantık, bir ilişki kurmaya çalışıyorduk.
turan belli belirsiz "anlaşamadık ayrıldık işte" diyebildi, sonra bu ezik tavrından rahatsız olup kendini toparladı ve sesini yükseltti "selin de nerden çıktı şimdi ya, 2 sene geçmiş üstünden" diyerek ayağa kalktı ve masadan aldığı çakmakla birasının kapağını açtı.
"tak anlaşamadınız!!" dedi mehtap. "siz daha engin engin diye bağrınıza basın kankanızı, salaksınız hepini salaak!!"
evet, hepimiz salaktık. ama asıl salaklığı mehtap'ı dinlemekle yaptığımızı anlayabilmemiz için aradan 2-3 ay geçmesi gerekecekti.
"selin seni engin yüzünden terk etti"
bu cümle dönüm noktasıydı. bu cümle hiç söylenmemiş olsaydı, belki bugün hala 5 kanka bir arada olabilir, eski günlerden dem vurup eskisi gibi hep birlikte içip eğlenebilir, birbirimize can-ı gönülden "kanka" diyebilirdik.
o cümle sadece o gecenin neşesini, havasını bozmakla kalmadı, hepimizin hayatını farklı yönlere savurdu.
o cümle salonda yankılandıktan sonra turan'ın yüzünden tedirgin bir tebessüm geçti ve "ne saçmalıyorsun sen?!" diyerek gözlerini mehtap'a dikti.
mehtap tek kaşını kaldırmış, sinirli gözlerle küllüğün içinde ezmeye çalıştığı izmarite bakıyor, kendi kendine söyleniyordu.
sonra bir anda başını kalıdırıp yüzlerimize baktı ve bakışlarını turan'da sabitledikten sonra
"bunu git de selin'e sor! herhalde engin'e vermek daha çok hoşuna gitti ki senin de benim de ağzımıza sıçtı huur karı!" diye bağırdı.
hepimiz buz kesmiştik. turan kısa bir süre mehtap'ın gözlerine dik dik baktıktan sonra kararlı bir şekilde ayağa kalktı "eeeh giberim böyle işi arkadaş!! sarhoş muhabbeti çekemeyecem amk" diyerek salondan çıktı ve evin kapısını hiddetle çarparak karşı daireye geçti.
Tümünü Göster