1. 1.
    0
    zam ve zulüm... padişahın başka bildiği yokmuş , zam yapar , başını kaldıranı da ezermiş...
    zaptiyeler padişaha çıkmışlar:
    "efendim halk homurdanmaya başladı!"
    "ezin kafalarını vergilerine zam yapın!"
    halk küfretmeye başlamış , sövüp sayıyormuş , sokakalara çıkmışlar , padişahın taktiği hiç değişmemiş:
    "zam yapın , kafalarını ezin!"
    zatiyeler bir gün telaşla koşup gelmişler:
    "padişahım , bunlara bir hal oldu , sokakalarda meydanlarda zil çalıp , göbek atıyorlar!"
    padişah yerinden fırlamış:
    "işte bu fena , hayra alamet değil , ne yapacakları belli olmaz!"
    • **
    böyle dönemlerde halk gücünü mizahtan alır , her gün bir hikaye uydurulur , fıkra üretilir ya da eski hicivler yaşanan güne uyarlanır:
    kazak abdal'ın "eşeği saldım çayıra" diye başlayıp , "anasını" yada "avradını" diye biten taşlaması eğer bugüne uygulanırsa , burada durun!...
    • **
    bakın nasıl uyarlamışlar:
    "doları saldın çayıra/halkı da mevla kayıra/bu krizi hayıra/yoranın da avradını.
    "hem hırsızın hem yüzsüzün / babası zengin dürzünün / bunların meyit namazın / kılanın da avradını.
    biçare mazlum söz söyledi / cümle halkı dahleyledi / sorarlarsa kim söyledi / soranın da avradını."
    hasan pulur
    1992 milliyet gazetesi
    ···
   tümünü göster