1. 51.
    0
    Ağlama isteği kendini gösterse de direndi, dudaklarını ısırarak sola döndü. Merdivenlerden usulca, bir kedi gibi inerek, tam karşıdaki merdivenlerden tırmanan müdürü görmüştü, şansına şükrederek inip birkaç adımda odasına ulaştı. Küçük bir seyahat çantasına, sahip olduğu birkaç eşyayı tıktı ve kendisine üç beden büyük gelen montunu sırtına geçirdi. Birkaç saniye içinde neredeyse boş olan binadan dışarıya adımını atmış, koşar adımlarla çıkışa, demir kapıya yönelmişti. Collesius'u yanına almayı her şeyden çok istese de, kendisine boylu boyunca bulaşan çamuru ona da bulaştırmak istememişti. Hem zaten gerekli yetkilileri bulmasının ardından çocuğu kurtaracaktı, şu an sadece kendi canı için endişe etmeliydi. Claire'in kanlar içindeki bedeninin zihnine dolduğu her an, laktik asitle tamamen dolmuş bacaklarına kudret geliyordu ve beyni sadece tek bir emre odaklanmıştı.

    "Koş, sadece koş Felis."
    ···
   tümünü göster