arka sokaklar klişeleri

al bunu al al al al al al

boğaz kenarında karavandan bozma dürümcüde yemek yemek, tam o esnada telsize birinin girip "brek brek nerdesin lan pekekent mecidiyeköy istikametinde bilmemne oldu" demesi , lokmaların boğazda kalması, ve yola çıkılması.

- çoban denen polisin amcık hastası veletlerinin türlü şaklabanlıklarla karı kız peşinde koşması. durun lan binler daha yaşınız kaç.

- her bölümde nereden tedarik ettiklerini bilemediğim üçüncü sınıf yan rol oyuncuları, alayı da kafalarını sallayarak konuşuyor. öyle yapınca daha inandırıcı rol kestiklerini mi sanıyorlar nedir.

- diğer klişe ise istanbul'daki her vukuata bu polis arkadaşlarımızın yardırması. zamanıdna demiştim, balkona top kaçsa bu muhteşem ekip kurtaracak sanki.

- daha az önce gördüm, babaannem ağzını açmış bakıyodu bunlara, ben de bi bakıyım ne alemde dedim, demez olaydım, atraksiyon dolu bi sahnede kamera zoom in zoom out yapıyo (böyle mi yazılıyodu lan) bu ne taktan klişe bu hala be!

adam pisliğin teki rıza baba

merkez 4540
4540 dinlemede tamam

kötü adamların hass*ktir veya *mına koyim gibi küfürler savurmak yerine allah belanızı versin diye bağırarak ateş etmeleri.

telsiz: kara kaşlı kara gözlü bi adam var suçlu.
devriye: yakınız merk.. aa yakaladık.

DEVAMINI GETiRiN BEYLER