0
Esasında, bizim yaptığımız hesap bile tam olarak doğru değildir. Doğada, hiçbir aminoasit düz hesap %50 olarak bir diğer aminoaside bağlanmaz. Doğada, bir kimyasal bağın kurulabilmesini etkileyen milyarlarca farklı parametre olabilir. Bu parametrelerin herhangi bir bölgedeki değerlerine göre aminoasitten aminoaside, bağ sayısından bağ sayısına, protein büyüklüğünden protein büyüklüğüne bağlanma olasılığı %0 ile %100 arasında değişen değerler alır. Yani kimyasal şartlar, sıcaklık, basınç, entropi, vb. milyarlarca değerlerin etkisi altında aynı iki aminoasit bir bölgede %87 olasılıkla bağ kurarken, bir diğer bölgede %12 olasılıkla bağ kurabilirler. Zaten bu sebeple canlılık Dünya'nın her bir tarafında değil, muhtemelen okyanus diplerindeki sıcak volkan bacalarında başlamıştır. Bu bölgedeki parametreler, proteinlerin oluşmasına ve moleküler evrim açısından gelişmesine daha fazla imkan vermektedir. işte bu açıdan baktığımızda, aminoasitlerin birbirlerine bağlanma olasılıkları, o andaki biyolojik, kimyasal ve fiziksel etmenlerden etkilenir. Bu sebeple önceki olaylar, sonraki olayları bağlar. Fakat yazı içinde de dediğimiz gibi, bu kadar karmaşık sistemleri gerçekçi olarak modelleyecek bilgisayar işlemcilerinden de, programlardan da, matematiksel verilerden de yoksunuz. Belki gelecekte bu olaylar çok daha net açıklanacaktır.
Öte yandan yazarın verdiği hatalı hesaplama ile bizim burada verdiğimiz bilimsel izahı, matematiksel bağımlılığın değerlendirilmesiyle ilgilidir. Son kez tekrar edecek olursak, yazar bütün olayları birbirine bağlayıp karıştırarak, çarpabildiği kadar 2'yi birbiriyle çarpmış, devasa sayılara ulaşmıştır. Halbuki bir "t" anındaki aminoasit bağlanma durumu, "ya bağlanır, ya bağlanmaz" şeklinde, 1/2'dir (bir de sol el hesabı işin içine katılırsa 1/4'tür). Ancak öyle her şeyi birbirine karıştırıp da, her şey bir anda olacakmış gibi hesap yapılması, bu tip sorunlu sonuçlar çıkaracak ve bilim düşmanlarının işine gelecektir.
Şahsın düştüğü en kritik hatalardan bir diğeri şudur: Yazar, hesabını 1/2 üzerine kurduğunda, konuyu yazı-turaya benzetirsek, her seferinde -örneğin- yazı gelmesi ihtimali üzerinde durur gibi hesap yapmıştır. Yani 20 aminoasit varsa, bunların iki tanesi arasındaki bağın oluşmasına 1/2 olasılık vermiştir. Bu sebeple, her bir adımda 1/2'leri birbiriyle çarparak, "üst üste 500 kere yazı gelme ihtimali" gibi bir hesap çıkarmıştır. Bu yüzden sayı, aşırı küçülmüştür ve olasılık "imkansız" gibi lanse edilmiştir. Halbuki, örneğin 120. basamakta, 120 aminoasitten oluşan bir proteine, 121. aminoasidin eklenip eklenmemesi durumu %50 iken, 121. aminoasidin türü (ne olduğu) hesaba katıldığında, 1/2 oranı doğru bir oran olmamaktadır. Zira bir proteine katılacak aminoasitlerin türü, dizilimsel olarak önemli olsa da, proteinin oluşabilmesi açısından önemli değildir. ilkin şartlarda, her şekilde protein, rastgele oluşmuştur (ve hala oluşmaktadır), ancak bunlardan sadece canlılığın yapısına katılıp, dengeli olabilenler sürerlilik kazanmış ve genetik materyalin evrimleşmesiyle sabitlenmiştir.
Tümünü Göster