1. 101.
    0
    ukarıdaki hesabı okuyan birinin aklına bu kadar yüksek bir olasılığın etrafı proteinlerle doldurup doldurmayacağını sorabilir. işte Evrimsel Biyoloji'nin açıklayıcı gücünü gösteren ve yukarıda izah ettiğimiz matematiksel hesabın doğayı açıklamadaki isabetini gösteren de bu sorunun cevabıdır. Aslında bu hesaba göre etrafın proteinlerle dolması beklenebilirdi (ki bu çok da yanlış değildir, Dünya'da küçük veya büyük yapılı çok sayıda protein bulunmaktadır). Ancak bunun sınırı yine doğadaki yapım-yıkım dengesi ile korunmaktadır. Proteinler yukarıdaki hesaba göre etraf boşken giderek karmaşıklaştıklarında, dengeli olma halinden de giderek uzaklaşırlar. Çünkü eklenen her aminoasit, kimyasal yapısından ötürü bütün sistemin dengesini bozabilecektir. Bu sebeple eklenme olasılıkları (evrimsel basamaklar) matematiksel olarak birbirinden bağımsızken biyolojik olarak birbirine bağımlıdır. Biyolojik bağımlılık lise matematiği ve üniversite Calculus'ü ile izah edilemez. Çok daha fazla parametreye bağlı lineer (doğrusal) olmayan denklemlerle izah edilebilir.



    Soruya dönecek olursak, proteinlerin büyüklüğü arttıkça, bozunma ihtimalleri de matematiksel olarak artar (1/2 değildir). Üstelik koaservatlar, yani ilkin canlılar içerisinde gelişen proteinler, hücrenin karmaşıklaşması sonucunda Dünya'yı doldurdukça, dışarıdan kimyasal alınma ve parçalayarak kullanılma oranı da artar. Bu sebeple, canlılık gibi aktif enerji üretimi ve tüketimi olan sistemlerin bulunmadığı bir gezegende canlılığın oluşması daha kolayken, heterotrof, yani avlanarak beslenen canlıların varlığında daha iri moleküller oluşamadan, büyük ihtimalle bu canlılar tarafından parçalanır. Bu yüzden ne iri proteinler, ne de karmaşık canlılar aynı gezegende tekrar tekrar oluşamaz. Bu da Evrimsel Biyoloji ile Abiyogenez Kuramı'nın dayanaklarıyla tam olarak uyuşmaktadır.
    ···
   tümünü göster