+6
çok fazla duygu ve düşüncelere dalarak işi uzatmayı sevmiyorum, ancak kendime engel olamıyorum. hayatımda ilk kez öykümü anlatıyorum ve içimde hapsolan onca duyguyu kusabilmenin huzurunu yaşıyorum.o sebepten affedin. normal hayatımda kısa işi severim, gibiş hariç
aileme gelemeyeceğimi bildirmem lazımdı. biraz düşündüm, karar verdim gidecektim... sorunuma çözüm bulacaktım belki, fakat onları görmemekte içime oturdu. aradım.saat geç sayılırdı
baba benim skortak. nasılsınız ? dedim, moralimi iyi göstermek adına canlı bir tonla giriş yaptım
iyidir oğlum,sen nasılsın.bir yaramazlık yok inşallah ? ne zaman geliyorsun ,annen kardeşin falan seni çok özledik be oğlum
ne zaman geliyorsun deyince boğazım doldu. içim şişti
'' baba dersler ağır, burda kalmaya karar verdim .bende sizi çok özledim, ancak gelirsen çok kopukluk olacak. çalışacak vakit bulamayacağım' falan dedim. babam mesele 'ders' ve 'istikbal' olunca tüm duyguları bir yana iterdi
peki oğlum,o zaman gelme zaten dedi...
telefonu kapadım, başımı kapıya yasladım hıçkıra hıçkıra ağladım.o pgibolojiyi yaşayanlar bilir ne olduğunu. görevli geldi ( görevli dediğim o atarlı çocuk değil )
kardeşim ne oldu, kötü bir meselemi var dedi
hayır dedim,eve gidemeyeceğim... biraz teselli etti, çay ikram etti. işte dışarda okumak insana bunları öğretir vs dedi
odaya çıktım, muzaffere kaş göz işareti yapıp terasa çıktım. tamam geliyorum, yarın gidip bilet alalım bana da dedim
onun biletini de iptal edip, yanyana 2 koltuk aldık... benim çayı hazırlattık, adam cins cins bakıyordu bunla ne yapacaksınız,ne işe yarıyor diye... birine yaptırıyoruz dedik, örttük... çok pahalı tutmamıştı. yurda geldim eşyalarımı hazırladım ve uyudum, yine kuvvetli bir istifra hissi ile uyandım bu kez tuvalete kadar tuttum kendimi... bunlar normal, annem olacağını söyledi... gidene kadar içmeye devam edeceksin dedi muzaffer