1. 476.
    +1
    ezgiyle hala hararetli şekilde konuşuyorduk. doğrusu o konuşuyordu ben dinliyordum, elliyordum.

    ezgiyle göz göze diz dizeydik. daha da bir yakınlaştık. dudaklarımız değmiyordu ancak ıslaklığını ve sıcaklığını uzaktan tadarmış gibi oluyordum.

    sonra bahçeye gülçin diye bir kız girdi ve girer girmez yanımıza koşar adımlarla geldi. elinde makineyle fotoğraf çekiyordu. makineyi bize doğrulttu ve ezgi poz vermeye çalışsa da ben gözlerimi sabitlemiştim.

    yan gözlerle ezginin memelerini kesiyordum. onları gözlerimle emiyor, dilliyor, ısırıyor ve uçlarını bakışlarımla koparmaya çalışıyordum. sonra nöbetçi öğretmen bizi sınıflara soktu.

    istemeye istemeye olsa da sınıflara girdik.
    ···
   tümünü göster