1. 1326.
    +11
    çaycının anlattıkları bir bakıma içimi soğutmuştu, lakin hala acıyan bir yanım varsa bu muhtarın kızından ötürüydü. gerçekten çok narin, yumuşak huylu ve sevecen bir kız,iş namusuna ve iffetine gelince nasıl aslan kesilebiliyormuş tekrar tecrübe ettim. palaların ne sebeple mustafanın leşine sahip çıktıkları kafamda soru işareti yaratmıştı. boşver dedim leşleri gömecek adamlar, üstüne leş sinmiş olanlardır ancak. herkes muamele ettiği gibi muamele görür şu hayatta. elbette palaların bir menfaati olmalıydı,bu deyyusun toprak olmaya ramak kalmış leşinden.bu tip adamlara takun derman desen gider ıssız adaya , uçsuz bucaksız çöllere sıçarlar. peşlerinde komiser kolombo oynayacak halim yoktu ancak dediğim gibi, yüreğimi sızlatan bir musibete sebep olmaları beni düşünmeye, irdelemeye sevk ediyordu.

    düşünce çok farklı bir nimet, zorladıkça sınırların açılır ve bir süre sonra ciddi anlamda kapasiteni artmış olarak bulursun. gündelik hayatında pek önemsemediğin olaylar çağrışımlara yol açar zihninde.bu düşünceler bazen uyutmaz seni günlerce ve harap eder, bazen ise o uykusuzluğun bedelini zerresine kadar sana takdim eder.ne olacak yani düşününce ? deme, bir çözüme ulaşabilir misin, çözebildin mi aralarındaki irtibatı yahut en güzel çağında kodese tıkılacak olan bir masumun acılarını ? bunu hiç deme... insan neden yalnızlıktan korkar bilir misin ? çünkü sorularıyla başbaşa kaldığı anlardır bu yalnızlık dilimleri. normal hayatında her soruyu bir muhattabına yöneltirsin, tatmin etsin yahut etmesin cevaplar alırsın. derdini paylaşır, kafanda çözemediğin ve vicdanında leke bırakmış olayları uzun uzun anlatırsın karşındakine.tek beklediğin ise onaylanmaktır. kendi vicdanını başkasının onayı ile temizlersin. bazen inanmasan ,haksız olsan bile meseleleri öyle bir anlatırsın ki,lehine dönsün diye ; ruhunun sırtına yapışmış bir kamburdan kurtulmaktır tek amacın...

    oysa tek kaldığında öyle mi ? bir döngüye girersin... pişmanlıkların, sevapların,utançların, keşkelerin,kırgınlıkların birer birer dikilir karşına. ufak bir mahkeme kurarsın iç dünyanda oysa bu kez yargıçta sensin, sanıkta,tanıkta, maktülde... bu kez derdini paylaştığın andaki gibi senin beraatine karar veren bir dostun yoktur, yığılı dava defterlerinde... kendini yargılar, kendi cinayetini anlatır, kendi ölüm anına şahitlik eder ve en sonunda kendi celladın olur, ilmiği boynuna geçirirsin... işte bu yüzden yalnız kalmaktan korkar insan... kendi mahkemesinde kendini asmasın diye.

    bahsettiğim ufku açılan düşünce ve çağrışımlar yaratma gayreti ise seni çoğu kez idamdan kurtaracak bir son dakika delili gibi sunulur, sert bakışlı yargıcının önüne.bu muallak bakışlı yargıcın adı vicdandır.ve vicdan en masum hislerin yuvasıdır, süt gibidir bir toz zerresi düşse farkedersin... düşünmek ve kendinece deliller bulmak vicdanını rahatlatır ve seni özgür kılar... hürriyetini teslim edemezsen vicdanına belki demir parmaklılarda değil ama kafatasında mapusluk çekersin bu dünyada
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2
      kendini yargılar, kendi cinayetini anlatır, kendi ölüm anına şahitlik eder ve en sonunda kendi celladın olur, ilmiği boynuna geçirirsin... işte bu yüzden yalnız kalmaktan korkar insan... kendi mahkemesinde kendini asmasın diye.
      ···
    2. 2.
      +1
      birinin gelip birkaç cümleni çekip , sana göstermesi için yazarsın ... teşekkür ederim , daha mutlu olamazdım ...
      ···
   tümünü göster