+1
Öncelikle uzun olacak belki ama okursan sevinirim.
Bir insanın inanıp inanması tamamen kendi tercihidir. Hiçbir dinde "zorlama" yoktur. Kuran'da zaten bütün baskıyı, zorlamayı ve kişinin özgür iradesine karışmayı yasaklamıştır. Hardcore müslüman derken neyi kastettin anlamadım ancak kendimce şu yorumu yapabileceğim;
Bugün geldiğimiz noktada din olarak kabul edilen kurallar bütünü özünden sapmış. Örneğin dinin gereği diye cemaatler vb. guruplar tarafından lanse edilen çoğu şey arap kültürüdür. Türkler'de ise bambaşka bir yaşayış söz konusudur. Arap ekolü imam eşari'yi (yazım yanlışı olabilir) baz alırken, Türk ekolü imam maturidi'yi (yazım yanlışı olabilir) baz alır dini hayatı uyarlama kısmında. Örneğin Maturidi yönetimin hak eden tarafından olmasını ister, hanedanlığa karşıdır. Eşari ise babadan oğla geçen bir yönetimi destekler. Osmanlı istanbul'un fethinden sonra bu sebeple eşari ekolüne geçiş yapmıştır.
Aynı şekilde Kuran'da Muhkem Ve Müteşabih olmak üzere ayetler ikiye ayrılır. muhkem, terim olarak, manası kolaylıkla anlaşılan, haricî bir yoruma ihtiyaç göstermeyen ve tek anlamı olan, ne anlama geldiği, ne anlatmak istediği ilk bakışta anlaşılan, manası açık ve net olan, niteliği ve içeriği (seçikliği ve açıklığı) belli olan ayetlerdir. müteşabih ise terim olarak; manası kolaylıkla anlaşılmayan, bir çok manaya ihtimali olup bunlardan birini tayin edebilmek için haricî bir delile ihtiyaç duyulan, ne anlama geldiği, ne anlatmak istediği ilk bakışta anlaşılmayan, manası açık ve net olmayan, niteliği (seçikliği) belli olsa da içeriği (açıklığı) belli olmayan, şaban ayında değil de ramazan ayında oruç tutulması ve namazların sayısı gibi manası akılla kavranamayan ayetlerdir. Peygamber efendimiz müteşabih ayetlerin yoruma açık olmadığını onları Allah'ın bir mucezi olduğunu varsaymamızı söylemiştir. Ancak bugün dini otorite olarak kabul edilen kesimler bu ayetleri kendi çıkarları (siyasi olabilir, ekonomik olabilir neticede dinde 300 yıldır ciddi bir gelir kapısıdır belirli gruplar için) adına istediği gibi lanse etmişlerdir.
Bunlardan kaynaklanan kafa karışıklıklarının önüne geçebilmek için Elmalılı Hamdi Yazır'ın çevirisi olan Türkiye'nin ilk Türkçe Kuran mealinin okunmasını tavsiye ederim.
Söylemiş olduklarınla ilgili ise cinler görünür görünmez bilemem ancak, başka dinlerde olanlarda hayaletler, şeytanlar gibi benzer varlıkları gördüklerini iddia ediyorlar. Neticede kültürle alakalı çok takılmamak lazım.
"çanakkale savaşının iman gücü ile kazanıldığını öne sürenler, o zaman neden filistinin ağzına sıçtılar? mescid-i aksada terör olayları oldu? " - iman gücü derken bazı grupların ima ettikleri gibi ölenlerin dirilip savaşması yada sarıklıların gökten inip yardım etmesi geliyorsa akla bence en büyük günah budur. iman gücü demek inanmışlığın vermiş olduğu huzur ve kendine güven duygusudur. Vatan toprağını işgalcilerden kurtarmak için bin bir yokluk ve imkansızlığın içinde çare olmuş milyonlarda insanın fedakarlığıdır iman gücü. Yoksa doğaüstü güçlerin savaşı değilidir. Filistin'de bugün hak iddia edilen topraklar(Gazze), zamanında Mısır tarafından israil'e satıldı. Coğrafyamız için her ne kadar islam coğrafyası denilse de, çok uzağa gitmeye gerek yok yakın tarih dahi incelendiğinde herkesin hak ettiği şeyi yaşadığını görmek zor olmuyor.
insanlar küfür etmeden yada saçma sapan şeyler ima etmeden söyleyeyim; Bayramdan bayrama namaz kılarım, alkol kullanırım. inandığım din islamdır. Ancak gereklerini ne derece uyguluyor olduğum tamamen beni ilgilendirir. Ancak gereklere uymuyor olmak işin aslını bilmemekten kaynaklanmıyor. Tamamen benim tembelliğimden kaynaklanıyor.
Tümünü Göster