1. 26.
    +1
    6.bölüm:kafamızın içindeki mapus

    (ertesi haftanın görüşme günü;)
    -süprizi beğendin mi ?
    -katkısı olucaksa süper.
    -olur olur. içerde tek bir tokat bile yemeyeceksin bundan sonra. paralarınıda o muhafaza edecek yeterli silahta var.
    -sağol valla.
    -parayı harcadın mı hiç ?
    -bi 500 kağıt sömürdü hikmet.
    -rahatsız ediyomu seni.
    -daha bi zararını görmedim.ama tehlikeli birisi.
    -tamam içerdeki herşeyi anlat murata hem dost hem koruyucu olucak sana.
    -dün gece tanıştık zaten biraz.
    -güzel. birde ben bi süre uğrayamayacam haftaya aileni getiririm.
    -eyvallah. özledim onlarıda ama getirme be abi, şimdi görürsem dayanamam ben içerde.2 haftayı atlattık işte.
    -sen bilirsin.
    içeri giriyorum ve gördüğüm manzara şu;
    murat elini hikmetin omzuna koymuş öğüt veriyor. hikmette her dediğini onaylıyor. murat sinirli suratını bana dönünce gülümsetiyor;
    -naber.
    -iyi. selamı var faruk abinin.
    -aleykümselam.gel bişeyler içelim.
    -bişeyler. ahaha burda çaydan başka ne olsun muratçım?
    -bilmem ne istersin;oralet, adaçayı yada kahve.
    -nasıl ya.
    -boş girmedik içeri.iki bardak sıcak su al gel.
    ogün geceye kadar oturup kahve içtik bana getirdiği istanbul kitabını okumaya başladım ve telefon ile ailemi aradım. murat ise hikmeti üst katımdan attırıp kendisi geçmişti. muratın birkaç kişiden getirdiği selamlar yetmişti hikmete abi çektirmesine. herşey yolundaydı aslında okuma kitapları iyi ve güvenilir bir dost fazla bi işe yaramasada bolca para bir telefon. fakat o gün anladım ki aslında herşey avukatımın dediği gibiydi;en büyük mapus demir parmaklıkların değil insan kafasının içidir. tamda böyleydi 4 duvar arasında herşey normaldi fakat bişeyler ekgibti. yarım bir hayattı yaşanan kafamızın içindeki mapustu hayat.
    ···
   tümünü göster