1. 2051.
    +3 -1
    Şarkı davasından sonra geldik sanat trenimizin ikinci istasyonu olan film sektörüne. Bu noktada anlatcağım şeylerin çoğu karşılaştırmalı ve eleştirsel gözle olacak kısaca anlattıklarım fps dir, yani birinci kişi görüş açısındandır ortak olmadığımız noktalar olabilir sonra altta entry açıp yanlışlarımı sıralayan şeyler yazmayın.
    Bu konu derin bu yüzden ilk başta ‘sözde’ türkiyenin çok iyi olduğu düşünülen bi konudan girecem lafa, ‘dublaj’. Yıllarca bizi keklediler işte efendim dublajda türkiye dünyada en iyimiş, ne biliyim yarışmada ikinci olmuş birinci amerikaymış!!! Bi de birinci oldukta denilmiyor insanlara yedirmesi kolay olsun diye. Birinci de hep Amerika olur zaten bu da ikinci yedirme yöntemi. Biriside çıkıp demiyo ki zaten tüm dünya Amerikan filmlerini izliyo ordaki adamlar ne izliyo diye. Şimdi sizi hayal kırıklığına uğratacak bi bilgi veriyim, türkiyede dublaj berbat. Bunu ben rus dublajını gördüm diye değil, burda özellikle her türlü milletten arkadaşımdan film aldım ve mevzuyu derinlemesine inceledim ki bunu rahatlıkla söylüyorum. Bizim dublajda iyi olduğumuz zamanlar on-onbeş yıl öncesine kadardı. Çünkü eskiden diğer milletler filmin üstüne dublaj yapıyodu, arkadan orijinal ses duyuluyodu. Ama profesyonel dublaja geçince millet türkiyenin dıbına koymuş köşeye bırakmış. Biz de daha kendimizi avutalım. Bu bir şehir efsanesinden ibaret, bu kulaklar öyle dublajlar duyduki, oktay vural’ın züt budur aga capsi varya, aynı şekilde ben de dublaj budur aga dedim.
    ···
   tümünü göster