0
Kendimi toparlamaya çalışarak yanına koştum. kanayan yerine tampon yapmaya çalışarak ambulansı aradım amk görevlisinin mal mal sorularını geçtikten sonra yerimizi tarif ettim. serhatın söylemeye çalıştığı birşeyler vardı ama yorulmaması gerekiyordu.
- senden şüphelenmedim kardeşim
- serhat tamam sonra konusuruz sus şimdi. ağlıyordum amk.
- ağlama lan karı gibi bişi yok işte
- lan tamam sus diyorum. sus lan lütfen sus.
- kanıyo mu lan ? amk binleri yaa. ama yumruğu gördün dimii. hala kafa buluyodu bin cevap vermedim konusturmamak için
hastaneye en fazla 2km uzaklıkta olmamıza rağmen 15 dakika beklediğimiz ambulansın şoforünden başlayıp lastiğine hava basan lastikçiye kadar sövdüm. nihayet gelen ambulansa serhatı bindirdikten sonra hastaneye vardık hemen annemi arayıp olanları anlattım. birşeyim olup olmadığını sordu fiziksel bir yaram yoktu ama sanki o bıçak serhatın değilde benim içimi parçalamıştı. ağlıyordum amk. sakin olmamı söylüyordu annem. çok geçmeden de yanımızdaydı zaten. serhatın ailesine haber vermek gerekiyordu ama ulaşacak ne bir numara vardı ne de evlerine gidecek yüzüm. serhatı ameliyata aldılar iç kanama olduğu için. 2 saat süren ameliyattan sonra da yoğun bakıma. aklıma reyhan hocayı aramak geldi. o ulaşabilirdi ailesine. aradım konuştuktan yarım saat sonra o da hastanedeydi. çok geçmeden annesi ve babası da geldi. annesinin bana o gün ki bakışları hala aklımda amk. konusmadan suçlamıştı beni sanki. haklıydı amk benim yüzümdendi. verseydim amk telefonunu olmayacaktı böyle. ben kendimi yiyip bitiriyordum içten içe hocam saolsun sabaha kadar teselli etti beni annemle birlikte. ertesi gün olayı haber alan arkadaşlarda geldiler. aralarında o da vardı. geçmiş olsun dileklerini sundular tek tek. onları özellikle de o'nu görünce daha bir fena oldum sanki amk. yaşlar kendiliğinden akıyordu gözlerimden. hiç bir şey hissetmiyordum. ağlıyordum öyle bomboş. yanıma geldiğinde annem ve oğuzla koridorun en dip köşesindeki 3 oturakta oturuyorduk. ben arkadaşların yanına gideyim deyip kalktı oğuz. annem de farklı bir bahaneyle. başbaşaydık şimdi. içimde çok büyüktü yeri. ama serhattı lan içerde azraille kapışan. kardeşimdi benim. ne yeri ne zamanıydı selinle konusmanın. o girdi lafa.
- geçmiş olsun xxx. çok üzüldüm serhata. ama sen iyisin en azından.
- saol selin.
- birşeye ihtiyacın var mı ? aç mısın birşeyler alayım mı kantinden ?
- istemem saol.
- içecek birşey alayım istersen.
- istemiyorum dedim selin.
- konusmak istermisin ?
- sonra konusalım şimdi iyi değilim.
- yanında oturayım o zaman.. Oturduk aramızdaki koltuğu boş bırakarak. bu boşluk belki onun istediği belki benim şuan ona hazır olmadığım için vardı. ama vardı işte be amk. bir köşesinide o yakıyordu yüreğimin.
doktorla konuşup durumunun iyiye gittiğini öğrenince rahat bir nefes aldık hepimiz. sonra polisler geldi. tamda zamanı amk. aslında önceki akşam gelmişlerdi ama. rica minnet bugüne erteledik. zütürdüler beni. ifade mi alırlarken suçlu gibi baktılar bana. sanki ben yapmısım gibi. o ıssız yerde ne yaptığımızı neden içki içtiğimizi.(serhatın kanında bulununca anladı binler). sarhoş edip öldürmeyi mi istediğimi. ve daha bir sürü soru sordular. cevaplarım tatmin etmiş olacak ki. suçsuz olduğum kanaatine varıldı. nefret ettim o gün polislerden. tamam görevini yapıyor adamlar ama öyle de denmez ki be amk. herneyse robot resim falan çizdirdik(yakalandı binler 1 hafta sonra). tekrar hastaneye gittiğimde aksam olmustu. uyanmıstı serhat. sağ kaburgasında bıçağın sebeb olduğu 2 çatlak vardı. doğrulamaması sebebiyle ben üzerine eğilmek zorunda kaldım sarılmak için. canının yandığını doğrulduğumda yüzünde gördüğüm ifadeden anlamıstım. yansın be amk o benimkini ne kadar yaktı bir bilse. o bıçaktan kaç delik alsa bendeki acıyı hissedeceğini bi bilse acısından utanırdı.. akşam saatleri olamsı dolayısıyla ben ve ailesinden baska kimse yoktu hastanede. belirli bir saate kadar biz de odasında kalıyorduk ama. saat 23.00'dan sonra bizi hastaların yattığı yerin dışına alıyorlardı. serhatın babası ve annesi kaç kez gitmemi yorulduğumu söylediysede gitmedim. birlikte girdik birlikte çıkarız biz kardeşimle dedim. nihayet 1 hafta yattıktan sonra. serhatı evine zütürdüm. şimdi benim gitmem gereken bir evim ve de okulum vardı. zira devamsızlığım sınıra dayanmıştı artık. gibe gibe gidecektik. kaçarı yok...
Tümünü Göster