1. 1.
    0
    Karamsarlığımın zaten zirvede olduğu günlerde kantinde serhat ve oğuzla otururken selin'in tanımadığım yabancı biriyle kantinden çay almakta olduğunu gördüm. sevgilisimiydi lan acaba ? kimdi bu lavuk. içim içime sığmadı o sinirle okul nüfusunun yarısını doğrama eğilimi vardı bende. tatsızlık çıkmasın diye sınıfa koştum gözlerimi kimsenin görmesini istemeyerek. beni durduran şey çarpışmanın etkisiyle sendeleyen edebiyat öğretmenim çok değerli insan Reyhan hanım oldu. yavaş ol xxx derken yere doğru olan başımı kaldırmadan özür dileyerek arkamı dönmüştüm ki. seslendi arkamdan. ses tonumdan anladığını düşünüp sorun yokmuş gibi davranmaya çalışarak:
    -efendim
    - kalemim düştü verir misin ?
    yüzüne bakmadan kalemi alıp uzattım tekrar özür dileyerek.
    - teşekkür ederim. kitaplarım ağır oldu yardım eder misin odaya kadar ?
    ses etmeden uzattığı 2 tane kitabı elime aldığımda ağırlık derecesinin 0a yakın olduğunu anladım. konuşmak için odasına zütürüyordu beni. ama kaçma ihtimalim yoktu bu şekilde. direk sorsa bir şey yok deyip gideceğimi bildiği için böyle yapmıstı zekiydi bi kıza göre amk. gittik odasına. ne odası demeyin kadın rehberlik öğretmeniydi. ama bizim ve 2 sınıfın daha edebiyat dersine giriyordu. kitapları bırakıp çıkmaya yeltendiğimde:
    -xxx gelsene biraz konusalım. dedi oturduğu yerden.
    - tamam. deyip oturdum okula alıştın mı öğretmenlere alıstınmı falan gibi birkaç soru sorduktan sonra asıl meseleye gelmeye karar verdi:
    - bu halde olmanın sebebini benimle paylaşmak ister misin ? öğretmenin gibi değil ablan annen gibi düşün beni. dedi
    - sorunum yok ki. dedim gülümsemeye çalışarak.
    - Birisi bir şey mi söyledi ? ya da birşey mi yaptı ?
    - hayır hocam sorun yok herşey yolunda
    - bak xxx. beni çok tanıyan yok bu okulda. senin gibi benimde ilk yılım bu. ama şöyle bir özelliğim olduğunu paylaşayım seninle. öğrencilerimi özelliklede bana saygılı davranıp sevgimi kazananları uzaktan takip ederim ben. senide ediyordum ve şu an ki davranışların normaldekiler gibi değil. diyerek zarfladı beni.
    - teşekkür ederm hocam bende sizi seviyorum ama sorun yok.
    - yalan da olmasın öyleyse.. aşık mı oldun o kıza ? kalp atışlarım hızlandı. duvarı karalarken annesine yakalanmış bir çocuk gibi kafamı öne eğdim.
    - hayır dedim direk.
    - savunmaya geçtiğine göre birşeyler var demektir dedi. köşeye sıkıştım amk.
    - şey biraz hocam. ama istemeyerek oldu.
    - aşk isteyerek ya da planlayarak olmaz zaten canım. ama yanlış kişiyi seçtiğini üzülerek söylemem gerekiyor. bu onun son senesi gidecek senin daha ilk ne olacaksence o gidince ?
    ooohh rahatladım amk öteki kaltağa aşık olduğumu düşünmüş. ama yinede düzeltme ihtiyacı duydum.
    - o değil hocam...
    hatırladığım kısmı bu kadar bu konuşmanın burayı yazmamışım günlüklere.. kim olduğunu sormadı öğreneceğini düşünüyordu galiba. aynı gün serhatıda odasına çağırıp önce normal muhabbet edip sonra benimle ilgili sorular sormaya başladığını öğrendiğimde amacının ne olduğunu merak etmiştim açıkcası. ama üzerinede gitmedim. derdim başımdan aşkındı zaten...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster