-1
yeni bir anayasa arzusunu değil, referandumun dayatılan formunu manasız bulan solcu ile yıldızı barışmayan.
anayasa reformu girişiminin akp'nin özgürlükseverliğinin değil, en başta kürt taleplerinin ittirmesinin bir sonucu olduğunu; buna rağmen reform paketinin hakiki / aşağıdan demokratikleşme taleplerine "hastir!" çeken bir aymazlıkla dayatıldığını bilen. bilen ama, burjuva yasallığını derinleştirmeyi, aksi yönde düşüneni "ergenekoncu" diye etiketlemeyi, demokrat donunda otoriterlerin karnavalına şenlik taşımayı "hele bir bunları kazanalım, daha açarız rejimi" diye düşündüğünden midir nedir, stratejik olarak önceleyen.
en basit tanımı ile: kuyrukçu.* kötü bir kelime evet, ama işte, "tren gidiyor, şimdilik yolcusu olalım"cı.
dürüstçe söyleyeyim: solun çok daha radikal bir reforma halkı ikna edecek mecali olmadığında, demokratik konsolidasyon sürecinde insanların önüne fırlatılan kırıntıları (az bulsa da) alkışlaması lanetlediğim bir pozisyon değil. zira bu pozisyonun karşısında, sarılacak kendi kimliğinden başka bir şeyi kalmamış solcunun muhafazakarlaşması, bağnazlaşması var, örneklerini görüyoruz.
lakin şu somut örnekte trene atlamanın başka bir fırsatın yitimi olacağı kanaatindeyim. ertuğrul kürkçü ifade etmiş:
"ben, evet'in ya da hayır'ın manasızlaştığı başka bir seçenek ortaya koyabilmek için anayasa referandumunu boykot etmemiz gerektiğini düşünüyorum. bu, halkın hiçbir talebini dikkate almadan bir referandum sahnelemekte sakınca görmeyen, referandumun terimlerini bir azınlığın hâkimiyet kavgasından türeten türkiye’nin politik seçkinlerini halkla uzlaşmaya sevk edebilecektir. isterse taraflardan biri yüzde 65’le çıksın referandumdan, bu referanduma katılmayı reddedenlerden daha yüksek bir değer taşımayacak, hiçbir toplumsal meşruiyeti olmayacaktır. o zaman savaş, işsizlik, yoksulluk, adaletsizlik, gibi temel toplumsal sorunların içerildiği bir düzen tartışmasının gündeme geleceği bir yeni seçenek ortaya çıkabilir. bu iki kutbun da ötesine seslenerek; “hsyk’yı da istemiyoruz, akp’nin adli düzenini” de istemiyoruz,” demiş oluruz. boykotla, ipler çoğunluğun eline geçebilir. ondan sonra ne olur bilemem, ama zemini temizlemiş ve yeni bir tartışma masası kurmuş olabiliriz."