1. 1626.
    +26
    5 nisan 1216: öğleye doğru briton ordusu tarafından bir grup yaklaştı. ellerinde beyaz bayrak, duvar dibine kadar geldiler. biri öne çıktı. "kralınızla konuşmak istiyoruz" dedi. hamdi çavuş'a kaş ettim, "yarın kralımız kralınızla görüşecek" dedi. dağıldılar.

    6 nisan 1216: zırhımı kuşandım, kılıç ve ok aldım, kaya bey ile birlikte duvar önüne çıktık. briton kralı da geldi, uzun boylu, yağız bir delikanlı. at üzerinde dimdik bize yaklaştı. yaklaşırken sanki atın eğerinden bir şey kıpırdar gibi oldu. "o nedir?" diye sual buyurdum "kirpi olabilir" dedi kaya bey. kirpi britonlarda uğurmuş. briton bize yaklaştı, yavaşça işaret ettim, duvardaki askerler yaylarına ok sürdüler. kaya bey elimi tuttu "beyim bize yakışmaz kalleşlik" dedi. "nice canlar yanacak kaya gazi, hiç mi acımazsın?" dedim. "beyim bize kancıklık yakışmaz" dedi. "savaşı durdurmanın yolu budur kaya gazi, niçin anlamazsun?" dedim. "beyim bize böyle g.toşluk, i.nelik, yavşaklık.." gözüm dönmüş, en son kılıcımın kını ile kaya bey'in suratına indirdiğimi hatırlıyorum. kendimden geçmişim.

    8 nisan 1216: başımda büyük bir ağrı ile uyandım. baktım, etrafımda bizim hanım, amcamgiller, hamdi çavuş. beni öldü sanmışlar, gözümü açınca sevinçten ne yapacaklarını şaşırdılar. yalnız hamdi'nin yüzü biraz asıldı gibi geldi bana. sonra sorarım ben ona. tekrar bayılmışım.

    9 nisan 1216: öğleye doğru yarı baygın uyandım. "kızım nerede?" diye sordum, mırın kırın ettiler. yataktan fırladığım gibi town center'ın balkonuna çıktım. aşağıda halk toplanmış, beni görünce sevinç çığlıkları atmaya başladılar. "yaşıyorum! sizin için ayaktayım!" diye seslendim balkondan. aşağıdan bir velet "kral çıplak!" diye bağırdı. başımı öne bir eğdim ki, anadan üryanım. gerisin geri içeri girdim.

    11 nisan 1216: hala yatıyorum. britonların durumunu sordum. "britonları dertetmeyin beyim" dedi hamdi çavuş. merak içerisindeyim.

    13 nisan 1216: sonunda ayağa kalkabildim. town center'da toplantı var beyim dediler, gittim. mum ışığında loş bir oda, ağır ahşap döşeme yürüdükçe gıcırdıyor. her yer minder ve bağdaş kuran insan dolu. ortada aksakallar, ihtiyat heyeti toplanmışlar. bir de kim olduğunu çıkaramadığım bir güruh var. salonda yün çorap, gül yağı esansı, mesh kokusundan geçilmiyor. bir köşeye kuruldum. yabanı güruhtan biri ayağa kalktı. hayrete kapıldım. "will değil mi bu bre hamdi çavuş?" diye gürledim. "odur beyim" dediler. bana yaklaştı, elinde bir torba büzülü idi. ayaklarıma fırlattı, torba açıldı. eğilip baktım. briton kralının kellesi bana bakıyor idi. "münasip görürseniz kızınızla izdivaca niyetliyim" dedi.

    14 nisan 1216: yeteneksiz britonlar. will diye başkasını doğramışlar. biz briton diyarında will ile karşılaşınca oluşan panik ortamında sıvışmış bu. bizim kız da bir sevinçli ki. "zaten ben t.şşağın senin olmadığını anlamıştım will" diyor. hamdi çavuş'a sordum "noluyor lan" diye, "ben de şüphelendiydim beyim, t.şşaktaki ben yanlış yerdeydi" diyor. bir kaç ihtiyar da başlarıyla onayladılar. millet benine kadar ezberlemiş adamdaki malı. nasıl memleket, nasıl köy, tiksiniyorum, dayanacak kudretim kalmadı.

    16 nisan 1216: kırk gün kırk gece düğün tertipledik. bugün başlıyor. her yere tellallar gönderdim. köylü de düğüne pek bir sevinçli. yemişli yemişli olalı bu kadar eğlence görmedi. yemişler oluk oluk gidiyor. hem kızı elin t.şşağına veriyorum hem de düğün tertip ediyorum. iyice karaktersizleştik.

    19 nisan 1216: bugün haber aldık, briton diyarı talan edilmiş. teutonlar geride kalan tüm binaları yakıp yıkmışlar. briton obasına ayı inmiş, ormanları vahşi aslanlarla dolmuş. bir imparatorluk çöktü, ben de o zalımı damat aldım. dört gündür gerdekten çıkmıyor köpek.

    24 nisan 1216: britonlar akın akın geliyorlar. okçu, atlı, köylü. teutonlardan ve yolda kurttan kurtulanlar bize sığınıyorlar. celaleddin efendi'nin dergahından dervişler tek tek hepsine şahadet getirtiyor, dualar eşliğinde mavi elbiseler giydiriyoruz. fethimiz gerçek oluyor hamdolsun.

    28 nisan 1216: hiçbir şey üretemez olduk. doğumlar kesildi, analar süt vermez oldu. "population limit" diyor hamdi çavuş. yenicelilerin salgın hastalığı hep. "hunlarda yok öyle şey" dedim, "bizde var" dedi aksakallardan biri. töreymiş. töreniz batsın.

    30 nisan 1216: town center'ın güneyini imara açtım. yeni gelen britonlara arsa verdik. ev dikiyor, yuva yapıyorlar. damadın aşireti de köye geldi, dünür olduk adamlarla. doğudaki tepenin orada kale içi diye bir yere yerleştiler. pislik, hırsızlık, çetecilik hepsi bunlarda. köylü daha şimdiden yıldı. sonumuz hayrola.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster