1. 1026.
    +10 -3
    10 dakika sarılık vaziyette onun başını okşadım. Ağlaması bitmedi şimdi neye ağlıyodu bilmiyorum ama omzum komple sümük olmuştu. Sırtıma doğru akıyodu yavaş yavaş. Kız-erkek farketmez lafımı hayatta esirgemem. Alesyaya da söyledim;
    -omzumu sümüğe buladın izin verde tişörtümü çıkartıyım. Kız güldü geri çekildi. Sonra da omuzlarımdan bastırıp yatağa yatırdı ters çevirdi. Popoma vurmaya başladı,
    -bi daha beni bırakma tamam mı? Senin yüzünden ağlıyorum iki saattir. Al sana al sana!
    Hani anne çocuğunu döverken her vurduğunda kendi içi yanar, şevkatten dolayı acıtmadan vurur ya. Ama sanki çok acıtacakmış gibi elini yukarıya yüksek kaldırır hafif indirir, aynı şeyi alesya bana yapıyodu. Benim canım yanınca onunki de yanıyodu. Bunu bana çok iyi hissettirince ben dedaha fazla dayanamadım bir-iki damla gözyaşı yanağımdan aktı. Sen neden ağlıyosun diye sordu. Çaresizliğime dedim, bak seni başımdan defetmeye çalıştım ama geldin yine sarıldın. Ne kadar yüzsüz bi kızsın sen?
    Ona benim espri tarzımı öğretmiştim. Başlarda kafası almıyodu Sovyet beyni mis gibi esprileri harcıyodu ama zamanla alıştı. Bi keresinde selpak getir 2-3 tane yemek yerken sofraya dedim. Baktım paketin yarısını getirmiş ben de ‘bu az, bi dahaki sefere tüm paketi getir’ dedim. Başta mal gibi baktı sonra güldü. Zamanla o mal gibi bakış tamamen silinmişti.
    ···
   tümünü göster