1. 1.
    +21 -10
    evet binler özet mözet istemeyin uzun yazacam aq baştan söyleym. ayrıca eğer inci bu soruya doğru cevap verebilecek binleri de ihtiva ediyorsa, dünyayı feth etmişiz, dıbına koymuşuz demektir.

    soru şu: türk devrimi (inkilabı) ortaya çıktığı dönemde marksist/leninist ve/veya komunist ögeler taşımaya çok müsaitken durum tam tersi yönde aksetmiş, izmir iktisat kongresinde atatürk yeni devletin liberal ekonomiye tabii olacağını söylemiştir. peki öyleyse o dönemde anti-emperyalst ögelerin tümünü bünyesinde bulunduran, bolşevikler tarafından şiddetle desteklenen ve içinde büyük bir batı nefretini ihtiva eden türk millyetçileri neden batının kurduğu liberal ekonomik düzeni karşısına almak yerine sistyemin içinde yer almayı yeğlemiştir? dönemin bütün şartları türkiye'yi doğu bloku içersine iterken türkiye neden liberal ekonomiyi uygulama kararı almıştır?

    doğru cevaba 1 ay boyunca şuku. siyaset yapana 1 ay boyunca eksi. akademik cevaplar verin.

    ---

    @111 de yazdığım cevabım:

    evet binler başlık sahibi olarak ben de kendi görüşlerimi yazayım. güzel cevap yazanlar oldu, saçmalayanları da gördüm, olacak o kadar.

    öncelikle daha önce de yazığım gibi lozan anlaşmasının ilgili maddeleri zaten türkiyenin anlaşmanın diğer imzacı devletleriyle 5 yıl süreli gümrüklerin indirilmesini taahhüt ediyordu. yani lozanın hemen sonrasında türkiyenin içe kapalı ithal ikameci bir ekonomik modeli sürdürmesi zaten imkânsızdı. ikinci olarak yeni cumhuriyetin ilk yıllarında yabancı sermayeye ihtiyaç duyması, ve bu sermaye birikiminin de liberal ekonomiyi yürüten devletlerde var olduğu gerçeğiydi.

    diğer bir sebep, kim ne derse desin türkiye'de marksist/leninist türde bir ideolojinin doğmasına sebep olacak etmenler oluşmamıştı. herşeyden önce ülkede sanayileşme yoktu, bu durumda işçi sınıfının doğmamasına ve dolaylı yoldan sosyalist görüşlerin güçsüz kalmasına sebep oldu.

    diğer bir sebep(yukarıda birileri yazmıştı) türk milletinin gerçek anlamda liderin peşinden giden bir millet olması, halk devrimi ve/veya halkın yönetimi gibi kavramlara aşina olmamasıdır. türk halkının hiçbir askeri darbeye ses çıkarmaması, aksine darbe sonrasında darbenin ilahlarına tapması, onun bu biat kültürünün en büyük göstergesidir. bugün de türk siyasal hayatındaki partilerin çoğu lider partisi niteliği taşımaktadır.

    yine diğer bir sebep türk devriminin nitelik olarak batıya karşı gibi görünse de reelde batı yanlısı olması, batılı reformları takip etmesiydi. baskın oran, türk dış politikası kitabında bu konuyu "gelişmemiş ülke milliyetçiliği" olarak açıklar. (batıya karşı ama batıcı)

    aklıma gelenler bunlar.
    ···
   tümünü göster