1. 13576.
    +6
    herkes bir şekilde mutlu oluyor. ya da kendine mutlu olabilecek yolu açıyor. hayat hep bana kötü senaryoyu sundu. kötü insanlarla iyiyi oynamayı beceremedim. kötü de olamadım. hamurumda yoktu belki. şu an sadece düşünüyorum. geçmişim ve geçirdiğim günler bir bir zihnimden akıp geçiyor. öyle güzel günlerim olmuş ki, sanki yaşayan ben değilmişim gibi yabancı buluyorum anılarımı... sanki onları dışarıdan izleyen biriymişim gibi... değiştim mi? yoksa o düşüncelerin içinde yer verdiğim insanlar mı değiştirdi beni ve baktığımda tanıyamadığım geçmişimi... ? bilemem, daha doğrusu kendime sual edemem. tek bildiğim, yalnız olduğum. birileri varken de yokken de... tek başına kalmanın yalnızlık olduğunu ifade eden adamların içinde yalnızım. şikayet de etmiyorum vaziyetime lakin şaşmıyor da değilim. çünkü bir şekilde mutlu oluyor insanlar. riyalarıyla, yalanlarıyla ve birbirlerine gebe kaldıkları için gözardı ettikleri arsızlıklarıya pamuktan korunan surlarla inşa edilmiş toz pembe ülkeleri var hepsinin... üzülüyorum. devre göre fazla mı iyiyim yoksa devir fazla mı kötü diye? menfaatlerinin ve egolarının esiri olmuş insanlar arasında fazla mı sırıtıyorum? yoksa onlar mı sırıtıyor bana "saf" diye bilmiyorum... klagib bir tabirle tek bildiğim tek ama yek başına olduğum.
    hayattan hiç bir beklentim yok gibi bir şey. tabi ki var ama yok ülkesinin hududundayım. yâr dediklerin yarımı aldı, can dediklerim canımı... küsmedim, kin de beslemedim. insanları acı şekilde tanımaktan ötürü şanslı bile tanıdım kendimi. gerçek yüzü tanınmasın diye maske takan insanların aslında o maske olduklarını gördüğüm için mutlu tuttum kendimi.
    dedim ya beklentim yok, dolayısıyla beklediğim de yok... ama her karanlıktaki ufak aydınlık huzmesinin hatırına derim ki;

    "bir gün bana da bir siyah mendil sallayan olacak elbet yanlışlıkla...
    ben... ben...
    gözlerim beklemekten kör olmuş,
    hasret şarkıları söyleyeceğim iskelelerde... "
    ···
   tümünü göster