+2
insanların uydurmuş olduğu diğer tüm inanç ve varsayımlar bilimsel açıdan geçersizdir. yani kısaca özetlemek gerekirse hayatın amacı
bitmek tükenmek bilmeyen bir yaşama iradesidir. çoğu kişi bu gerçekle yüzleşmekten kaçındıklarından böyle şey mi olur diyerek yırtmaya
çalışmaktadır ama kendilerini kandırmaktan başka pek bir şey başardıkları söylenemez zira şu çok net bir şekilde açıktır ki hayatın amacı
aynı zamanda hayatın kendisidir. diğer soruya (neden ahlaksızlık yapmıyorsun) birkaç alıntıyla cevap vericem üstüne pek fazla ekleyeceğim
bir şey yok çünkü. dawkins: "gerçekten iyi olmaya çalışmaktaki tek amaç tanrının onayını ve ödülü almak ya da kınaması ve cezalandırmasından
sakınmak mıdır? bunun ahlaklı olmakla hiçbir ilgisi yoktur, bu yalnızca yağcılık etmektir, dalkavukluktur. her hareketini hatta derin
düşüncelerini gözleyen gökyüzündeki kontrol merası ya da kafanın içindeki çelik küçük ileti cihazını gizliden gizliye kollamaktır"
einstein: "eğer insanlar gerçekten sadece cezalandırılmaktan korktukları ya da ödüllendirileceklerini umut ettikleri için iyi kalplilerse
o halde gerçekten çok acınacak haldeyiz" shermer: eğer tanrının yokluğunda hırsızlık, tecavüz ve cinayet suçlarını işleyeceğinizi
onaylıyorsanız ahlaksız bir insan olduğunuzu ifşa etmiş olursunuz ve sizi gördüğümüzde yönümüzü değiştirmemiz konusunda oldukça tedbirli
davranırız. diğer yandan eğer ilahi gözetim altında değilken bile iyi bir insan olmayı sürdüreceğinizi söylerseniz tanrının varlığının
iyi bireyler olmamız için zorunlu olduğu iddianızı kaçınılmazca sarsmış olursunuz." tüm bunların yanında ben de şunu eklemek isterim ki
dini iyi bir toplum düzeni oluşturulması açısından gerekli bir şey olarak görseniz de bu hiçbir şekilde tanrının varlığını kanıtlamaz ve
din tartışmalarında tamamen geçersiz bir ifade olduğu gibi sizin dini hayatı toz pembe görmeye yarayan bir beyin uyuşturucusu gibi
gördüğünüzü özetler. bunun anlaşıldığını umuyorum ve dincilerin en önemli tezi olan şu anki yaşamın mümkün olanların en iyisi olduğu
varsayımını kendi bilgim dahilinde cevap vermeye çalışmaya geçiyorum. çoğu dinci evrenin, dünyanın ve insanın mümkün olanların en iyisi
olduğunu düşünüyor. ancak bu tamamen bir varsayıma dayandığından ve evrendeki düzenin bir zeka gerektirdiği görüşünün
dayanak açısından yetersizliğinden tanrının varlığını kanıtlamadığı gibi, halihazırda bulunan düzeni tamamen olmasa da büyük oranda
açıklayan bilimsel teoriler de vardır. fakat bunu anlamak için evrimi anlamak gerekiyor ilk başta. evrimi anlamak için de şu yanılgıları
kafamızdan silmek gerekiyor: 1- maymundan da gelmiyoruz balıktan da kertenkeleden de. maymun türüyle aramızdaki tek bağlantı atamız ortak
olduğundan kuzen olmamız. dahası zamanda biraz daha geriye gidersek şu anda yeryüzünde görebileceğiniz tüm canlılarla (bitkiler dahil)
atamızın ortak olduğunu görüyoruz. ne kadar açıklayıcı olur bilmiyorum ama evrim kısaca şunu açıklamaya çalışır: canlılık kendi kendini
kopyalayabilme kabiliyetine sahip moleküllerin ortaya çıkışıyla başlar ve bu zamandan itibaren 'canlı' olarak adlandırılan tüm organizmalar
'doğal seçilim' yoluyla nesiller geçtikçe farklılaşmaya başlar. ve bir şekilde farklı ortamlara dağıldıkları zaman evrimleri tamamen
birbirlerinden farklı ve bağımsız bir şekilde gelişir. örneğin çok geçmiş zaman önce (günümüzden yaklaşık 3 küsur milyar yıl)
suda var olan bir balık türünün bir kısmı yavaş yavaş kara yaşdıbına ayak uydurup atıyorum kertenkele benzeri bir yaşam formuna
dönüşüp diğer kısmı suda yaşdıbını sürdürmeye devam ederse bu balık türü bir zaman sonra kertenkele (tabiki günümüzdekinden çok farklı)
ve balık şeklinde iki ayrı türe dönüşür (bu iki türü ayrı birer tür olarak nitelendirmemiz için birbirleriyle çiftleşemeyecek kadar
farklılaşmış olmaları yeterli) evrimin anlatmak istediği kısaca budur. insan da bu tür onlarca evrimsel olaylar zincirinin sonucunda
oluşmuş sıradan bir canlıdan farklı değildir. dolayısıyla bu noktada insan-hayvan gibi bir ayrıma gitmenin hiçbir anlamı yok.
günümüzdeki insanın hayvanlara oranla çok daha gelişmiş tek yanı zekasıdır ve bu bile böyle bir ayrıma gitmek için yeterli bir neden
değildir. (kartalları da çok iyi gördüklerinden ayırmamız gerekirdi o zaman. aynı şekilde çıtaları da çok hızlı koştukları için vs.)
yani bir balık türü durup dururken karaya çıkalım kertenkele olalım, sonra kimimiz aslan kimimiz dinozor kimimiz maymun olur ordan da
insan türüne geçiş yaparız demedi. ve üzgünüm ama evrimin de, doğanın da, canlılığın da nihai sonucu değiliz. bunu anlamak için
öyle işin tekniğine de çok fazla girmeye gerek yok. şöyle bir örnek var: sürüngenlerde müthiş duyarlı olan jacobson organı insanlarda
tamamen körelmiş durumdadır. ve bunu kullanabilseydik şu anda kilometrelerce uzaktaki kokuları çok net bir keskinlikte algılayabilecektik.
aynı şekilde görme dediğimiz şey elektromanyetik spektrumun milyar kere milyar kere milyarda birlik bir kısmını algılamaktan ibaret
Tümünü Göster