1. 1.
    0
    Ağlamak

    Ağlamak zordur çoğu erkek için. Ataerkil bir toplum olduğumuzdan mıdır, ya da insanın doğası gereği erkeğin hep güçlü oluşundan mıdır tam olarak ayırt etmek imkansızdır. Ama sonuç bellidir.

    “Erkekler ağlamaz”

    Küçüklüğümüzden bu yana gelen bir silsiledir bu aslında. Yere düşüp canımız yandığında ağladığımızda “karı gibi ağlama” dediler. Büyüdük sevdiğimiz birinin canı yandı “sen erkeksin güçlü olmalısın, ağlama” dediler. Canımız yandı, gözyaşlarımızı görenler “erkekler ağlamaz” dedi.

    Ağlamak nedir? Gözyaşlarımızın gözlerimizde birikip sonrasında yanağımızdan süzülmesi mi, yere teker teker bu yaşların düşmesi mi? Ağlamak gerçekten hüngür hüngür hıçkıra hıçkıra ağlamak mı?

    Değişmeyi istemiştim. Yavaş yavaş bunu ortaya koyuyorum. Zor oluyor ama oluyor bir anlamda. En azından artık eskisi gibi pişmanlıklarıma dayanmadan yaşayabiliyorum. Bunu dillendiriyorum artık.

    Ama sanırım değişmenin en önemli kısmı benim için ağlamak. Artık duygularımı açık ve net bir şekilde yaşamak istiyorum. Daha öncesinde gözyaşlarımı içime bile akıtmamışken şimdi açıkca ağlamak istiyorum.

    Ağlamak aslında seçim yapmak gibidir, kabullenmek ya da reddetmek. Ağlamak reddetmektir. Yaşanmışa, yaşanılanlara karşı durmaktır. Ağlayan erkek kabullenmez, gidişini kabullenmez, sevmeyişini kabullenmez, yeri gelir kendini kabullenmez. işte bu noktada seçimler girer devreye, insan hep kolay yolu seçerdi ya. Gözyaşlarını içine akıtmak, yeri gelip akıtamamak daha bir korkak yapar erkeği, ağlasa yüzleşeceği gerçekten daha da korkar.

    Artık korkmak istemiyorum, kabullenmek istemiyorum. Yeri geldiğinde ağlamak istiyorum, gözlerim dolduğunda dolu gözlerimi zar zor silip tekrardan bir şey olmamış gibi yapmak istemiyorum.

    Ayrıca sanırım ağlamak erkek için olandan kurtulmak gibi bir şey olsa gerek. Ağladıkça, kafanda ne varsa, gözyaşlarında akıp gidecek gibi geliyor, ama bilemiyorum.

    Ağlamak istiyorum.

    20.03.2013
    ···
   tümünü göster