1. 4451.
    -3
    bu yaşananlardan sonra hiçbirşey olmamış gibi cemil'de kalmaya devam ediyordum. jülide ile cemil suzan'ın işten ayrılıp antalya'dan gitmesini konuşurken bağırmak istiyordum "gitti huur gitti feriştahımı da gibip gitti"

    jülide'ye kalmıştım ben biliyorum. o da çok güzeldi zaten. benden çok daha güzel. bu yüzden mutsuz değildim onunla olduğuma. hatta bazen mutlu olur gibi olduğum bile oluyordu. ama kafamı onca düşünce rahatsız ediyordu: mevsimin bitişi, suzan'ın gibişi, cemil'in arjantin işi. kafaya koymuştu arjantin'i cemil. yahu ne alaka arjantin değil mi? bilmiyorum lan vallaha bilmiyorum. bakın afrika kıtası ve asyayı saymıyorum zaten ama güney amerika böbrek.avi diyarıdır. kimin kimde olduğu belli değildir. porfavorların yanında please'ler mamalar havada uçuşur. hele arjantin'de herkes ayrı bir dil konuşur. ilk giden "bunlar 10'ar kişilik gruplarla dil mi kurmuşlar " der. cemil'e neden arjantin diyordum hep.
    en sonunda dayanamayıp cevap verdi:
    -arjantinli, benim küçükken bir kürem vardı dünya kürem. gözüm kapalı döndürüp bir ülke seçerdim. birgün yemin ederim diyerek kuran'a el bastım. 3 kere döndürecektim küreyi en iyi ülkeyi seçecektim. singapur arjantin türkiye çıktı.
    +dur dur sen inançlı mısın?
    -hayır.
    +gibtir et o zaman boz yeminini.
    -bozmadım işte dur devam ediyorum. en iyi ülke arjantindi. araştırınca sevdim ayrıca.
    +bu yüzden mi şimdi.
    -inandın mı sahiden? diyerek güldü cemil.
    +ee neden o zaman?
    -gideceğim işte nedeni yok.
    sonra neden bu ülke gelişmiyor.

    not: dostlar bu hikaye de açıklar olacak bunun farkındayım. çünkü herşeyi hatırlamıyorum elbette. ben bile buluyorum kendi çapımda açıklar yapacak bir şey yok. yorumları okuyup "aa doğru lan o nasıl olmuştu" diye çok sordum kendime bulamadım. hatırladıklarım kadarını yazıyorum işte üstün körü. ayrıca bazı yerleri de yazmıyorum zaten olayın nasıl olduğunu bilirsiniz diye.
    ···
   tümünü göster