0
Bölüm On
Operasyondan Beş Gün Önce istanbul
Napolyon'u sadece para para para diyen bir komutan olarak tanıyanlar onun istihbaratçılar için yol haritaları çizen bir komutan olduğunu göremeyecek kadar sıradan yaşayanlardır.
Napolyon istihbaratçılar için lanetlenmiş bir ordunun görünmeyen savaşçılarıdır diyerek bu insanlara farklı bir vizyon çizmiştir.
Serap Tütüncü kendini nelerin beklediğini bilmesine rağmen sahip olduğu savaşcı ruhun onu güçlü kılacağını ve bu inançla asla teslim olmayacağını, pes etmeyeceğini düşünürken birazdan açılacak olan kapının ve açılacak kapıdan içeri girecek insanların beraberlerinde tüm korkularınıda karşısına koyacaklarını gayet iyi biliyordu. Amansız sorgular - işkenceler yaşamak istemesede bu oyunun bir parçasıydı.
Kaçırıldığı sırada bayıltıldığı için kaç saattir burada tutulduğu konusunda fikri yoktu, sorgu odasında saat bulunmamasına da şaşırmıyordu. En son ne zaman tuvalete gittiğini düşündü, işten çıkmadan bir saat önce bu ihtiyacını gidermişti, şuan tuvalete gitme ihtiyacı hissetmiyordu buda çok fazla zaman geçmediğine işaretti ancak aşırı baskı altında insan beyni bu ihtiyaçları bastırabilirdi. Yinede en fazla 6 ile 8 saattir burada olduğuna karar verdi.
Oturtulduğu sandalyeden kalkmaya çalışırken kapının açıldığını fark etti ve vazgeçti.
içeri giren kişi az evvel kendisiyle konuşan Üsteğmen Mustafa'ydı, kapının dışardan kilitlenmesini bekledi ve sigarasından derin bir nefes çekti.
Serap Hanım suçluluk pgibolojisi içindeki her 10 kişiden yedisinin oturtulduğu sandalyeden kalkmasına olanak varken hiç kalkmadığını biliyor musunuz diyerek kadının karşısına oturdu ve masanın üzerinde duran kırmızı dosyanın kapağını açtı.
ipleri elinde tutan adamın sözüne aldırış etmeyen kadın sorgulama tekniklerini ve nasıl karşı koyacağını iyi biliyordu, siz kimsiniz ve benden ne istiyorsunuz sandalyeden kalkmadığım için beni suçlu olarak görmeniz ahmaklık değil mi diye karşı atağa kalkmak istedi.
Serap Hanım kolay olmayacağını biliyorum, size düşünmeniz için zaman verirken bir tercih yapacağınızı umuyordum ama anladığım kadarıyla pek yol kat edememişiz.
- Benden ne istiyorsunuz...
- Sizce ne isteyebiliriz Serap Hanım?
- Bu kim olduğunuza bağlı
- Yada senin kim olduğuna öyle değil mi Şule...
- Bakın bu Şule saçmalığından bıktım artık
- Bıkmanız biraz garip değil mi, henüz 2 kez bu isimle hitap ettim size, neden size ait olmayan bir isme bu kadar çabuk nefret besleyesiniz ki?
- Ben nefret beslemiyorum, sadece anlamıyorum.
- Yapmayın Serap Hanım bu kısmı biraz çabuk geçelim olur mu, benim zamanım çok ama çok değerlidir bu basit oyunlar sadece benim size olan saygımı zedeler.
Kadın önünde duran kırmızı dosyaya kaçamak bir bakış atarken ayağa kalkan adam sigarasından derin bir nefes daha çekip donuk gözlerle kendini izleyen kadının yanına gelip sandalye ile masanın arasına ilişti, masaya yaslanan Mustafa sağ ayağını kaldırıp kadının bacakları arasından sandalyeye uzattı.
Serap senin Mossad için çalıştığını teşkilatın ile Türkiye'de faaliyet gösteren casuslar arasında iletişim ve lojistik destek görevlerini yürüttüğünü biliyoruz, sadece bu bilgi bile şuan senin kafana bir kurşun sıkmama yeterli bir neden. Ama burada yanlış olan bir şey var bu yanlışı ben biliyorum ama sen bilmiyorsun. Ve ne yazıkki sen tüm hayatını bu yanlışın üzerine kurmuşsun sana bu yanlışlığı düzeltmen için bir şans vermek istiyorum, hernekadar arkadaşlarım benim gibi düşünmesede sana bu iyiliği yapmak istiyorum.
iyi polis kötü polisimi oynayacağız sen iyi polismisin diye sordu kadın.
Hayır Serap ben iyi polis değilim hiçbir zamanda iyi olmadım eğer bu konuda kafanda şekillenen bir şüphe varsa lütfen bunu çıkar aklından ne olduğumu görmek istediğine pişman olacağın konusunda sana garanti veririm dedikten sonra elindeki sigarayı kadının boynuna bastırıp söndürdü.
Kadın bağırmak istedi ama bunu yapamadı, sahip olduğu inanç acısını bastırmış haykırmasına engel olmuştu.
Serap Hanım kim olduğumuz konusunda bilgi sahibi olmadığınız için ne konuşacağınızı bilmiyor olabilirsiniz, Türk askeri istihbaratının elindesiniz ama bu alıkoymadan hiçbir resmi makamın haberi yok ve bizimle işbirliği yaparsanız olmayacakta.
Jitem dedikleri sizmisiniz yani dedi kadın sakin bir sesle.
Serap içinde bulunduğun durum espri yapmana engel teşkil etmiyor ama buna gülecek durumda değilim, bizim hakkımızda bildiklerin bu olmamalı. Jitem Mossad ajanı kaçırır mı sence saf kız rolünü oynayacak durumda değilsin.
Sana şimdi anlatacaklarım yıllardır nasıl kandırıldığının ispatıdır, sen israil'de erkek arkadaşının Türk istihbarat Teşkilatı tarafından öldürüldüğünü biliyorsun senin Mossada girişin Türk Masasında görev alışın hep bu ölümün sonrasında gerçekleşti öyle değil mi?Oysa senin erkek arkadaşını bizler öldürmedik öldürülmeyi hak edecek birşey yapmamıştı henüz, bize verdiği bilgiler kayda değer bilgilerde değildi, çift taraflı çalıştığınıda biliyorduk ama Mossad bilmiyordu.Ve öğrendikleri zamanda acımadan infaz ettiler, infaz ettiler ama bu ölümün ardında kalan acılı kızı yani seni kullanmayıda iyi bildiler.
Bu söylediklerine inanmamı beklemiyorsun değil mi dedi kadın alaycı bir şekilde.
Serap bu dosyada senin teşkilatına ait sana dair tüm yazışmaların kimlik bilgilerinin, eğitim raporlarının, teşkilata alınmadan önce sana dair yapılan incelemelerin yazılı olduğu kayıtların birer kopyası var.Bu dosyayı başından sonuna incelersen seni ne şekilde teşkilata kazandırdıklarını anlayacaksın, aradan geçen bunca zaman sonra erkek arkadaşının ölümünün bir anlamı var mı bilmiyorum ama bu ölümün senin için bir dönüm noktası olduğu çok açık.
Şimdi elindeki kelepçeleri çıkaracağım ama bunu yapmadan önce üzerini aramam gerekiyor bir delilik yapmanı istemem.
Mustafa kadının kelepçelerini çözerken Serap çantam zaten sizde değil mi neyimi arayacaksın ki beni taciz etmek mi istiyorsun dedi.
Ben işimi sağlama almak istiyorum Serap, pek çoğunuzun üzerinden siyanür kapsülleri çıkıyor.Şimdi soyun lütfen üzerinde hiçbirşey kalmayacak.
Kadın bunun normal bir prosedür olduğunu biliyordu, utangaç bir tavır takınıp üzerindekileri çıkardı elbiseleri ve iç çamaşırları bir araya toplayan Mustafa odaya giren arkadaşına bunları verirken cebinden çıkardığı plastik eldiveni eline geçirip kadına duvara yaslanmasını söyledi. Çaresizlik içindeki kadın mahrem yerleri aranırken göz yaşı döküyor ve bir çıkış yolu arıyordu.
Kadını yaslandığı duvardan kendine doğru çeviren Mustafa, sana yeni bir hayat bahşedebilirim şimdi o dosyada yazanları oku ve iyi düşün bu sana verdiğim ikinci şans ve inan üçüncüsü olmayacak.
Mustafa sorgu odasından çıkarken, içerde çırılçıplak diz çöken kadının kafasında fırtınalar kopuyordu Mossad'ın kendini kandırmış olmasına inanmak istemiyordu, dosyayı incelemeye başladığında gözlerinden akan yaş küllenmiş öfkesinin yeniden tutuşmasına yeterli değildi.
Devam Edecek...
Tümünü Göster