1. 3351.
    +6 -3
    1 haftanın sonunda cebime baktığımda yaptığım tüm iğrençliklerin beni buraya kadar savurmasına şaşırıyordum. hayat gerçekten de akıp yolunu buluyordu. ceplerimizden para taşıyordu. elbette bize göre çok fazlaydı bu paralar, günde 2-3 bin lira harcayan adamlar için değil.
    barınma ihtiyacımızı ferhat'ın evi karşılıyordu. küçük ama düzenli bir evdi. eskiden bir şimde ise iki buzdolabı vardı. en büyük artısı plaja yakın olmasıydı. dolapta soğuyan biraları zütürüp satıyorduk. biralar bitince tekrar eve dönüyor diğer biraları dolaptan alıyorduk.

    ferhat'la kendimize bir gün tatil veriyorduk. pazar günleri tatil yapıyorduk. ayrıca suzan'da pazar günü tatil yapıyordu. her zaman para kazandığımız plaja bu sefer yaşadığımızı hatırlamak için gidiyorduk. biz gerçek anlamda ne bira ne de başka birşey seviyorduk. sadece para bizi mutlu ediyordu. üçümüz saatlerce birbirimize boş boş bakabilirdik. yeterliydi ne düşündüğümüzü anlamamız için. muhabbetlerimiz çekilmezdi zaten. hep tartışmayla bitiyorlardı. yazarları, oyuncuları karşılaştırıp sonuca varamadan köşemize çekiliyorduk. henüz bekçiler satışımızı farketmemişlerdi. ilk haftamızın sonunda para kazancımızı sarılan esrarlar ve atılan kahkahalarla kutluyorduk. 17'sinde bitik şekilde sago dinleyen çocuk, zeppelin dinleyim rock'n roll yapacak hale gelmişti. birayı icat eden adam yasin suresini okurdum, eğer arapça öğrenmek için tenezzül etseydim.
    ···
   tümünü göster