1. 1.
    +1
    Arif geldiğinde çoktan cıgaraları sarmış dönmeye başlamış olurlardı. Yüzleri kirden görünmez, sesleri cıgaradan anlaşılmaz, bedenleri uyuşukluktan hareket etmez arkadaşlar, Çingene mahallesinin gençleri. Şekilsiz suratları, söyleyeceklerini sanki baştan yalanlıyor gibiydi. Cıgaralar döner, kelimeler gittikçe seyrelir, bakışlar donardı. Kimisi derme çatma bir gecekonduda televizyonun karşısında bulurken kendisini; kimi akşam eve gelip televizyonun karşısında bulurdu kendini. Arif’in hikâyesi çok farklıydı, sıradan insanın hayalleri de sıradan olurdu. Gizli kalmış bir öykünün bilinmeyen kahramanı Arif, en olmadık zamanlara gider en olmadık zamanda bulurdu kendisini. Çarşaf çarşaf dumanların arasında birileri mutlaka ona eşlik ederdi. Kâh sinsi bir sırıtış kâh samimî bir tokat kâh bir kadın memesi. Cıgarayı alır yüzük parmağıyla orta parmağının arasına sıkıştırır, derin bir nefes aldıktan sonra cıgaranın külüne bakar gülümseyerek yanındakine verirdi. Gülümseyişinde eski bir fotoğrafa lanet eder gibi bir ilenç olurdu hep.
    ···
   tümünü göster