1. 1.
    +1
    susayınca ayakkabıları bırakıp koştum eve doğru, bahçeye çıkan şeytanları görünce sevindim bekleyin su içip geliyorum dedim. daldım mutfağa. suyu içip gittim yanlarına kardeşime bişey anlatıyodu büyük olanı. oturunca yanlarına sinirimden eser kalmadı. dinlemeye başladım söylediklerini.ne dinliyosun şişko burgu makarna diyince sensin şişko dedim. bunlar yüzünden ben 11 yaşıma kadar kendimi şişko sandım.o yaşa kadar kendimi, beni şişko diye nitelendirip asıl şişko kendileri olan küçük şeytan kardeşlere kanıtlamayı avutmakla geçti. sürekli başkalarının benim için ne düşündüğünü merak ettim. mesela bunlar beni şişko görüyodu ama değildim. yani eve ağlayarak koştuğumda annem şişko olmadığımı söylüyordu. çırpı bacaklı sıska bişeydim de zaten. dedim ya sürekli dışardan nası göründüğümü merak ettim. kardeşimle gözlerimizi değiştirme deneyim bile vardı. gerçekleştirebilseydim eğer o yaşımda empatinin çok değişik bi boyutunu hayata geçirmiş olacaktım fakat olmadı tabii... hayatım boyunca olmadığım şeylerle o kadar kandırıldım ki kırmızı gözlüsün deseler ona bile inanırdım. başkalarının düşüncelerine önem vermek yalnızca sana karşı iyi düşünülüyorsa yapabildiğin bir şey. kaçınız çalıştığınız iş yerinde veya okulda sınıfta hiç konuşmadığınız insanların fikirlerini önemsiyorsunuz. onun sizin için hiçbir önemi yok. belki de size göre malın teki ve konuşmayıp sadece yer işgali yapan biridir gözünüzde ancak hayat umduğumuzdan çok farklı…hayatın çok farklı bambaşka gerçeklikleri vardır.
    ···
   tümünü göster