+2
-3
Yerde koltuğun arasında uzanmış kapıdan kimin geleceğini merakla bekliyordum. Oldukça korkuyordum, acaba gelen herhangi bir erkek arkadaşları falan mıydı diye ama beklenen olmadı hatta hiçbir şey olmadı. Gelen sadece kapıcıymış, kaloriferlerle ilgili bir durumu bildirmeye gelmiş! Zaten anlamalıydım bir sürpriz olmadığını, çünkü Yeliz hoca da kapının çalınmasıyla oldukça şaşırmıştı. Neyseki rahat bir şekilde geri geldi ve bana bakıp keyfine bak tatlım gelen giden kimse yok, sadece benimsin deyip gülmeye devam etti. O ara sadece uzanmış neler olacağını bekliyordum. Başımın etrafında dolanıp duruyordu, en sonra tepemde durup eğildi ve ağzını aç bakıyım dedi. Tabi benim kafada köle olma olayı yok, her şeye genelde bir soruyla cevabım vardı. Neden efendim dedim hemen? Ama her komutuma soruyla cevap verirsen işimiz iş seninle ha deyip sence ne yapabilirim bu durumda dedi ve gülümseyerek bakmaya devam etti. Hocam tükürecekseniz azcık doğrulayım, genzime kaçar falan dedim ciddi bir tonda (her an kendimi düşünmeden edemiyordum tabi, her ne kadar mutlu olsam da). Yeliz hoca bana bakıp, unutmuşum senin ne kadar nazlı ve canının tatlı olduğunu; iyi tamam doğrul bakalım. Daha ilk günden başımıza bela almayalım dedi. Azcık doğruldum tabi, aç ve ben kapat diyene kadar kapatma dedi. Peki deyip beklemeye başladım. ilk önce ufak bir tükürük bıraktı ağzıma, zaten ağzıma girdiği an benim tükürüğümle birleşip normal bir tükürük yutma işlevi gibi oldu. O da bunu anlamış olacak ki, bekle geliyorum deyip içeri gitti ve kendine bir bardak su aldı. Suyu yudumlayıp, ağzında çalkaladı ve dikkat et geliyor deyip yavaşta ağzıma bıraktı. Bu da su tadındaydı ama sıcak ve fazlaydı, pek hoşuma gitmemiş olacak ki yüzümü ekşittim yutarken. ilginçtir ki asıl istediği de buymuş, resmen rahatsız olmamdan zevk alıyordu. El tırnakları fazlasıyla uzamıştı, bekle geliyorum deyip içeriye gitti ve tırnak makasıyla geri döndü. Acaba ne yapacak derken, tv'nin karşısında yavaş yavaş el tırnaklarını kesmeye başladı. Her bir parmağın tırnağını kestikçe uzattığım dilime koyuyordu, 10 tırnağını da düzgün bir şekilde kesti tabi o 10 tırnaktan 20 parça tırnak geldi dilime. inanın o an yut dememesi için yalvarabilirdim ona kii yutturmadı da. En son işi bittiğinde o şekilde fotoğrafımı çekti ve banyoya gidip tükür dilindekileri, boğazına takılır falan uğraştırma hiç beni dedi gülerek. Altından kalkıp hemen banyoya gittim, iyice dilimi temizledim ve tekrar yanına döndüm. Ellerini yıkamamıştı, gel buraya deyip dilini çıkart tekrar dedi. Önünde diz çöküp dilimi çıkarttım, tek tek tırnaklarını dilime sürtüp temizledi; temizlerken de dilimi bayağı bir çizdi ama pek umursamadı bu durumu tabi. Tekrar lavaboya yollar herhalde derken hiç takmadı ve tekrar yere uzan bakayım şirin çocuk dedi. Tam uzanacakken dur! önce sıcak çikolata yap bana dedi ve tv izlemeye devam etti. Sıcak çikolata yaparken aynadan dilimi de kontrol ediyordum, bazı yerleri öyle bir sıkmışki azcık da olsa kanatmıştı. Bu denli acımasız olaması korkutmuştu o anda beni. Yani tırnaklarını yutturmamıştı ama bunu yapmıştı, beni düşünüyor muydu yoksa ne yapmaya çalışıyordu pek anlam veremiyordum..
Tümünü Göster