1. 51.
    +2 -4
    Yavaş yavaş çizmesinin bağcıklarını ve fermuarlarını açıp çizmeyi çıkarttım, aynı zamanda da elimi ayaklarının altına koydum yere değmesin diye. Onu o da farketti ki aferin aferin sen ciddi ciddi beni düşünüyorsun ya, bunu şimdiye kadar kimse yapmamıştı yapmaz da herhalde dedi. O anda neler neler derdim ya diyemedim işte içime attım ama söylediklerimde oldu tabi. Her zaman seve seve yaparım ben efendim dedim Yine gülmeye başladı, bak yine efendim dedin. Alışacağım ben bu işe ha, bayağı şımartıyorsun sen beni dedi. Haha daha şımarmadınız mı ki hocam, daha ne yapayım işte mutlu olmanız için elimden geleni yapıyorum dedim. Farkındayım farkındayım, senin gibi bir öğrencim olduğu için oldukça şanslıyım dedi. Tabi o konuşmalar sırasında ayakkabıyı giydirmiyordum, ayaklarının sıcaklığını elimde hissetmeyi tercih etmiştim ve oldukça da mutluydum o an. Keşke hiç bitmese şu gün diyordum kendi kendime. Konuşmayı uzatmak için ve tabi içimden de gelerek asıl ben sizin gibi oldukça ilgili ve bu kadar sıcak bir hocaya sahip olduğum için şanslıyım dedim. Gülümsedi ve hadi ama bak ayaklarım az biraz terli olabilir yani nemli olabilir ama hiç kokmaz ha tiksinme sakın dedi Malum tüm gün ayağım çizmedeydi, olabilir yani dedi. Bende halimden hiç şikayetçi gibi görünüyor muyum ki hocam, zaten şeker gibi kokuyor ayaklarınız dedim gülerek. Şuna bak ya bir de kokusuna bir benzetmede bulmuş, iyi iyi kokusunu öğrenmen iyi olmuş bundan böyle sürekli seninle çıkarım alışverişlere valla dedi. Hem alışırsın da bir süre sonra, benim içinde oldukça rahat olur dedi; bende seve seve hocam deyip yerdeki çizmeleri ayağına giydirdim. Ama arkadaşlar inanın o an hala saniyesi saniyesine aklımda, bir ayak anca bu kadar yumuşak ve narin olabilir. Pek kokusunu almamıştım ama ilerisi için bu konuda bir zemin hazırlamıştım kendime, en azından artık her konuda bir hayli rahat olacaktı bundan emindim
    ···
   tümünü göster