+1
erdal terbiyesizinin omzunun altina kadar zor yetiyordu boyu ama bir hisimla yerinden firladi ve erdal'in yakasina yapisti. oyle bir yapismisti ki yakasina, tirnaklari kendi avuc iclerini acitiyordu. esen suratinin kipkirmizi kesildigini hissedebiliyordu. boyle bir manzara icersinde yer almak asla istemezdi, ama kimse o'na bu sekilde hitap etmeye curret edemezdi. haddini bildirecekti. saliselerle hesaplanabilecek surece aklindan bu dusunceler gecmisti, ve simdi yakasina yapistigi erdal'i kendi boyuna kadar asagi cekmisti. 'benimle konusurken sozlerine dikkat et pislik. sen beni ne zannettin. beni sahipsiz sanma. bir telefonumla ailem yanima kosar, ve oyle bir kuyruguna basariz ki it arkadaslarinin yanina havlayarak gidersin. hayatimdan ve etrafimdan defol git bu seni ilk ve son uyarisim. sana bir daha tahammul etmem.' bu sirada bir seylerin ters gittigini anlayan arkadaslari, esen ve erdal'in etrafinda toplasmislardi. erdal'in en ufak yanlis hareketinde, esen'in sinif arkadaslari emrah ve ufuk, hamle yapmak uzere siper almislardi. esen arkadaslari arasinda onlarin sevgi ve ilgisini kazanmis biriydi, canayakin ve sevecen halleriyle, herkes her an yardimina kosmaya hazirdi. esen'in gozlerinden dunyadaki butun alevler fiskiriyordu, kalbi agzindan cikacak gibiydi sinirden bacaklari tutmaz olmustu. su an dovusebilirdi. gucu yettigince.. her hayvanda oldugu gibi, erdal'da da zihinsel olmasa da fiziksel guc elbette vardi. ama tirnaklariyla erdal'in aptal suratina imzasini atmamak icin kendini zor tutuyordu. neyse ki esen'in istedigi olmadi ve ortalikta atip tutmaya bayilan her yureksiz erkek gibi erdal yelkenleri suya indirdi. sebepsiz boslukta havlayan kopekler vardir. ve bu kopekler kendi havlamasindan daha yuksek bir ses duyunca kuyruklarini kistirir ve kulubelerine kacarlar hani. oyle bir durumdaydi erdal. 'yahu esen hanim sen beni yanlis anladin. once indir bi su ellerini. ben senin iyiligin icin. yani harun abim yok, laf olmasin, basin agrimasin..'
'laf olmaz arkadasim, senin dagina benzemez burasi, universite burasi. istanbul burasi ! ben de senin dagindaki komsu kizin degil, esen'im. bir daha yakinima yaklasma, rezil ederim seni.' esen etraftaki kalabaliga ve merakli bakislara aldirmadan yuksek sesle tehditler savurmaya devam etti: 'benim yurda gidip gitmememe, disaridan kacta geldigime babam karisamaz. sen benim kimle ne yapacagim hakkinda yorum yapacak kadar adam degilsin, ve git o harun abine ozanla benim selamimizi ilet, pislik assagilik satilik ezik pic.' su ana kadar soylediklerinden ve yaptiklarindan pisman olmamisti ama bu son cumleyi sarfetmeseydim keske diye dusunmeden de edemedi. simdi bu mal erdal, kosa kosa bunu harun'a yetistirirdi. kim bilir harun bu herifi kaca satin almisti. erdal'a, aldigi paraya degecek bir malzeme verdigi icin kendini tebrik ediyordu esen.
Tümünü Göster